İktidar, gemleri çekiyor... Medyasını kurmuş
durumda. Gazeteci “özel istihbaratçılarını” alana saldı. İnternet siteleri,
gazeteleri ve televizyonları, yaylım
ateşe aldı cemaat örgütlenmesini.. “Amiral gemileri” Sabah.. Orada yakında
“Ordu içinde cemaat örgütlenmesi” üzerine dizi yayına başlayacaklarını
duyuruyorlar. Ordu’dan sorumlu “imamlar” güya saptanmış. Ordu içinde cemaat
örgütlenmesinin yüzde 10 olduğu anonsunu yapıyorlar..
Önceki yazımda bu konuya işaret etmiş ve
Ordu’nun imamı kim, diye sormuştum. Bir yazımda da “Cemaat RTE’ye Ordu üzerinden
darbe yapar mı” diye sormuştum. Amaç, iktidar savaşının salt emniyet ve
yargı içinde değil, aslında ve aynı zamanda Orduyu da kapsadığını belirtmekti.
Şimdi görüyoruz ki, Ordu’da da bir tasfiye söz konusu.
Cemaatin daha ilk zamanlardan beri Ordu
içinde örgütlenmeye çok özel önem verdiği biliniyor. Bunun ödülünü mutlaka
görmüştür! Ordu’da özellikle Deniz Kuvvetleri’nde, çok değerli albay, kurbay
albay ve general- amiral budamalarının çok önemli bir nedeni de, alttaki kendi
adamlarına hızla yukarıya doğru yükselme koşullarını yaratmaktır...
Tabii, savaşın diğeri boyutu eğitimdir. Dershaneleri kapatmak, imam hatipler i parlatmak ve
Bilal Erdoğan’a vakıf kurdurmak, RTE’nin Cemaate eğitim konusunda yanıtlarıdır.. Vakfa kısa sürede
yüzmilyonlarca varlık aktarımı ve bu alanda yolsuzluk iddialarıhı gündeme getirmek de, bu kez
Cemaat’in Erdoğan’a eğitim alanındaki karşı yanıtı oldu!
***
Pazar yazımda “Erdoğan Silivri’de yeniden yargılamanın önünü açmak isterken, rüşvet ve
yolsuzluğun da önünü kesmek istiyor, takas yok” biçiminde saptadığım
olgunun, Kılıçdaroğlu ve Rıza Türmen önemle altını çiziyorlar.
Haklılar, Erdoğan ve adamları, Cemaat yapılanmasını çözmek isterken, rüşvet ve yolsuzluğu, “bakın işte bu sahtekarlar Ordu’ya kurdukları
kumpası şimdi de bize karşı yapıyorlar” denklemi içinde, safdışı bırakmak
istiyorlar.
Ama yeniden yargılama yolunun açılması için
çalışmaları, “rüşvet ve yolsuzluğu
örtüyor” diyerek önemsizleştirmek doğru değildir. Her kim en iyi neyi
yapabiliyorsa, onu yapsın.
Benim gördüğüm şudur: Silivri’de
yargılamaların yolu, özel yetkili mahkemeleri tamamen ortadan kaldırarak,
açılmalıdır. Burada tek yanlı bir yargılama yapılmış ve savunmanın hiç bir
delili, iddia çürütmeleri, bilirkişi raporları asla dikkate alınmamıştır.
İddialar gerçekmiş gibi onaylanmıştır.. Yeniden yargılamada, işte eksik kalan
savunma dikkate alınacaktır. Bunun yolu açılırsa, zaten çok hızlı bir şekilde
davalar çökerek biter..
Bu olay
af ile çözülemez, insan için, haklılığını mahkemede kanıtlamak kadar doğal
bir istek olamaz. Bazı okumuşlarımız, “ama
orada ağır cezalıklar da var” diye ahkam kesiyor, ama ağır cezalık olan
nediri hukuki olarak bir türlü dile getirmiyorlar.. O zaman sussunlar! (Bknz,
dünkü Hürriyet’te Pazartesi söyleşisi)
***
Silivri yargılamaları, bir dönemin tüm
ahlaksızlıkarın ipliğini pazara çıkartacaktır. Bu davalar, bir dönemi
çökertecektir. Şüphesiz bundan AKP, Erdoğan da payını alacaktır. Ama dünkü
yazımda belirttiğim gibi, Erdoğan bunu göze almış gözüküyor.
Erdoğan’ın yolsuzluk ve rüşvet olayının
üzerini örtmek istemesi yeni değildir. Başından beri öyle. Ama bu olayın Deniz
Feneri gibi kapanması imkansızdır. CHP ve herkes, rüşvet ve yolsuzluğun alabildiğine üzerine gitmeli.. Zaten
Kılıçdaroğlu da bunu yapıyor..
Ama bu konuda büyük bir halk aydınlatılmasının örgütlenmesi gerekir. Bu iş
tepeden nutuk atarak eksik kalır, dahası olmaz. Esas mücadele, tabanda halkın
aydınrlatılması ve bilgilendirilmesidir.. Oyunu almaya çalıştığınız seçmenin...
CHP ve diğer bütün muhalif güçlerin, basit
bilgilendirme formatları hazırlayarak, ellere tutuşturarak ve konuşarak, ev ev,
esnaf esnaf, sokak sokak seçmen aydınlatma toplantıları yapmalıdır.
AKP’den hala öğrenemiyor musunuz?
Mart kapıya dayandı, umarım size kazma kürek
yaktırmaz..
--- 7 Ocak 2014 / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder