SAYFALAR

9 Ekim 2013 Çarşamba

Füzeler, Batı'ya Siyasi Şantaj mı?


Tabii öncelikle konuşulan, Çin’den “alınacağı” açıklanan 100 km’lik füzeler.. Daha bu sorun can alıcı yönleriyle iktidarın, NATO’nun, ABD’nin, AB’nin elinde ateş ateş yanıp dururken, Ulvi (Çakırözer) 1000 km füzeyi tartıştırmaya soktu! Dur be kardeşim, ananın karnında 9 ay nasıl durdun!!?
Arkadaşlar, üçyüz beşyüz milyondan değil, bir kaç milyar dolardan bahsediyoruz.. Türkiye’de insanlar yoksulluk sınırında çırpınırken en az 4-6 milyar dolarımızı şimdi de “füze”lerle gökyüzüne fırlatacağız..
Madem “yoksulluk sınırı” dedik, o halde bir kaç rakam verelim ki sözümüz inandırıcı olsun: Demokrasi, basın özgürlüğü gibi yerlerde süründüğümüz göstergeleri bir kenara bırakalım, madem konu para: Türkiye dünyada (son rakamlar),
*Cinsiyet eşit(siz)liğinde 122 sırada;
*Nüfusta yoksul oranı %16, 2 (12 milyon 225 bin yoksul)
*12 milyon insanımız da yoksulluk riski içinde.. Ülkede günde 5 dolara kadar bir gelirle yaşayan nüfusun sayısı 20 milyonu aşıyor... Çocuk yoksulluğu da bu sayılardan aşağı kalmıyor..
Şimdi, bu halkın tepesine sen kalk füzelerle vur...
Ne yani yoksulluk dizboyu diye ülkeyi mi savunmayacağız, demeyin. Bu nitelikli füzeler ilk kez gündeme geliyor, ve çok büyük yeni masraf kapısı.. Öncelikle söyleyelim: Türkiye’nin buna ihtiyacı yok! Bu RTE- Davutoğlu’nun aktif barış adı altında, gerektiğinde saldırı amaçlı politikalarının getirip dayattığı savunma konseptinin zorunlu ürünüdür!
Şimdi konunun ateşten siyaset yönüne bakalım..
***
Başbakan başkanlığında Savunma Sanayi İcra Heyeti, füze savunma sistemi alımında, Amerikan, Avrupa, Rusya seçeneklerini eleyip Çin seçeneğinde karar kıldı. Ortalık karıştı.. NATO ortak bir savunma/saldırı silah konseptine sahip. Bütün sistemlerin birbiriyle uyumlu olması zorunlu gibi. Bu Çin de nereden çıktı?
Tabii “daha ucuz” olması ve kısmen burada da üretiminin söz konusu edilmesi, gibi, tercihin yadsınmaz bir üstünlüğü var.. eğer bir ihtiyaç olsa, ben de Çin ile uzun vadeli böyle bir işbirliğine girerdim...
Ama niyet bu değil.. Çin füzeleri tercihi, sadece, ABD’ye ve AB’ye karşı bir koz, bir tehdit.. diyor ki: Silah sistemimi değiştiririm... Sadece bununla da kalmam...
Ne demek bu, başka ne yaparsın? Doğu’ya yaklaşırım! Doğu neresi? Tabii ta ötede Şanghay İşbirliği Örgütü, orada Çin de var..
Çin bugün Batı için ne anlama geliyor: Bu yükselişle ve ekonomiyle 2020’larda dünya egemenliğini ABD’den devralacağına ilişkin ciddi raporlar senaryolar var..
Peki başka? Ooooo, bu öngörüler o kadar ciddi ki, ABD yeni savunma/stratejik askeri planlarını Pasifik’e, Çin’i dikkate alarak kaydırdı.. Bu nedenle de zaten Orta Doğu’da başına bela olacak yeni savaşlar istemiyor.. Yarın Obama-Esad buluşması bile olabilir! ABD Dış İşleri Bakanı Kerry’den ilk övgü de geldi! Suriye’deki, arkalarında iktidarımızın kısmi desteğinin bulunduğu köktendincileri de safdışı bırakmak konusunda Esad ile anlaşırlar...
***
Peki bizim iktidar Çin kozunu neden ileri sürüyor?
ABD ve AB’nin RTE’yi silmesi ile yakından ilişkili bir durum... New York Post’un bir yazısı düştü önüme biraz önce: “Erdoğan, Cumhuriyet’in 100 yıldönümü olan 1923 ‘reformlarıyla’ Türkiye’yi 1000 yıl geri götürecek..”  Buna benzer, RTE’nin diktatörlüğünden tutun pek çok uygulamalarına kadar yüzlerce yazı, görüntü, söyleşi yayımlanıyor Batı basınında..
Şüphesiz, demiyorum ki hükümetler emrediyor, onlar da yazıyor.. Hayır, ama şu doğru: Hükümetlerinin RTE’den duydukları rahatsızlık ayyuka çıkınca, medyaları da, düne kadar görmediklerini görür hale geliyorlar! Çok basit bir mekanizma..
RTE, Batının bırak iktidarı mesajına, Çin kozu ile yanıt veriyor.. Şüphesiz şimdilik “seçimleri kazanacağım ve en az 4 yıl daha iktidarda kalacağım”, güveni yürürlükte: Türkiye’yi sizden uzaklaştırırım..
Yapabilir mi? Hayır.. “Çin’den alıyoruz” açıklaması kesindi değil mi? Evet, Savunma Bakanı Yılmaz’ın 1 Kasım tarihli açıklaması da önümde duruyor: “Çin’i seçtik, çünkü..” Daha sonra, Gül dahil, ama RTE hariç, “o bir öncelikler listesi, henüz ortada imzalanmış bir anlaşma yok..” dediler.
RTE, ABD ve Batı’yı dize getirmeye mi soyundu!? Komik komik laflar etmeye başladım.. Ama insanın kendine özgüveni uzaya fırlarsa, yapmayacağı şey yoktur..
İşte Polis Paketi gibi naneler ve herzeler gibi..
--8 Ekim 2013 Salı / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder