SAYFALAR

11 Haziran 2013 Salı

RTE Sokakla Başedebilir mi? Diktatörlük ve Halk Desteği


RTE diktatör mü, profesör unvanını alınca ve AKP’nin destekçisi olunca, herşeyi yazabilir inandırıcı da olabilir.. Öyle düşünüyor olsa gerek zahir.. Veya aklı pelteleşmiş.. Veya gerçekten okumulukla cahilliğin sınırının ne olduğunu sorgulatıyor insana.. Yanıtına bakın: Hayır diktatör olamaz, o bir demokrat, çünkü arkasında büyük halk desteği var.. Tarihe baksa, arkasında en büyük halk desteği olanların ne amansız diktatör olduklarını ve ülkelerini sürükledikleri rezaleti görecek.. Ama, akıl pelteleşmiş dedik ya..
Demokrasi, partilerin liderlerinh arkalarındaki büyük halk desteği olup olmadğıyla ölçülmez.. Hatta bir siyasetçinin arkasında böyle büyük bir destek olması, ülke için, demokrasi için, gelecek için en büyük tehlike oluşturabilir. O kişi derhal mutlak güce doğru adımlar atabilir.. Artık diktatörden diktatör beğenersiniz.. Asanı keseni mi, büyük baba mı, kanlısı mı kansızı mı..
Bu nedenle, demokrasiler, demokratik parlamenter sistemler, öncelikle kendilerini böyle arkasında büyük kitlelerin olduğu amansız siyasetçilere karyı korurlar.. Devlet erki içindeki yetkileri dağıtır, güçler ayrılığına büyük önem verir. Yargı’yı tarafsızlaştırır ve bağımsızlaştırır..
RTE diktatör mü? Fiili yönetimi, bütün yetkileri elinde toplamış olduğunun kanıtı.. Yargı fiilen elinde.. Herşeyi belirleyen adam.. 4 günlük yokluğunda AKP içinde Gül’ün de katılımıyla, içinde bulundukları çıkmazdan kurtulmak için ciddi bir çözüm arayışı içinde oldu. Ama bir geldi pir geldi. Ortalığı derledi topladı, herkesi suspus etti ve siyasal komutan olarak hedefini gösterdi: Taksim Çapulcuları..
Siysal inanışı şudur: Büyük çoğunluk arkamda, bana yetki verdi, her istediğimi yaparım.. RTE, çoğunlukçuluk diktasının adamıdır, insanıdır. Bu açıkça diktatörlük rejiminin adıdır. Göstermelik bir parlamentosu da olan.. RTE’nin çoğulculuk adına yaptığı hiç bir şey yoktur 11 yıldır iktidar döneminde.. Meclis’de muhalefetle paylaştığı tek bir yasa maddesi bile olmamıştır.. Hep kendi isteğini, kararını iradesini dayatmıştır..
Ne adına? Millet iradesi dediği, kendisini tek başına iktidara getiren oy çoğunluğu adına.. Çoğunlukçuluk, diktatörlüğün en kabası, en gözükarası, en zalimi olabilir... Parlamenter rejimi esir alır, güçler ayrlığını yokeder, tek adamı diktatör yapar...
***
 RTE, kararlaştırdığı mitinglerle, AKP’li seçmeni ve fanatik taraftarlarını, direnen, demokrasi isteyen milletin çoğunluğuna karşı çıkartıyor.. Bunu neden yapıyor? Ya kendine moral için.. ya taraftarlarına moral için.. En kötüsü tabii, bunun ardında halkı ikiye bölerek birbiriyle karşı karşıya getirmek düşüncesi yatmıyordur.. Ama böyle giderse, yaparsa, milletin birbiriyle vuruştuğu bir ülke ortaya çıkar...
İktidar zaten polis gücüyle protestoların canına okuyor. Polis içindeki katil ruhlular, hedef gözeterek gaz mermisi atıyor göstericilre. Bu büyük suçun ortağı iktidar.. Şimdi bir de hazırlayacağı güruhları milletin üzerine mi salacak?! Böyle bir şeyi sanmıyorum, sanmak istemiyorum, sadece büyük bir tehlikeye dikkat çekiyorum... Çünkü bu ülke o kadar bölünmüş ki, iktidar şimdi bu yönde bir kıvılcım çakarsa, bütün ülke yangın yerine döner..
***
Diktatör veya diktatörlüğe yatkın kişilik, herşeyi çeki düzen vermeye yatkındır. Şimdi son açıklamalarına bakalım sadece: RTE, New York Times’a bile, Taksim /Gezi’deki olayları açıklayan bildiriyi ilan olarak yayınladığı için zılgıt çekiyor.. Garanti Bankası Müdürü Ergun Özen’i, halkın parasını çekmesini durdurmak için protestoculara “ben de çapulcuyum” dediği için sigaya çekiyor. Neymiş, GB onlar sayesinde güçlenmişmiş!
Sabancı’ya ve Koç’a düşman mı düşman.. İki büyük holdingin güzide üniversitelerinin tutumlarından hoşnut değil.. “Koç Üniversitesi orman içinde kuruldu, Orman Bakanı kaldıralım istiyor, biz zor durduruyoruz” diyor.. Sabancı Üniversitesi için de.. Neden? Yönetimleri Taksim direnişine göz yumuyormuş..
RTE, elinden gelse, bir yasa ile, kendi cemaatinden olmayan bütün şirketlerin mal varlıklarını iptal edecek, yandaşlarına devredecek..
Demokrasiye inanan, farklı fikirlere saygı gösteren, çoğulculuğu içselleştirmiş bir insan, böyle davranır mı, bunu yapabilir mi... hayır tabii ki! Peki ne tür bir siyasetçi yapar bunu?
Zaten, RTE-Anayasası bile başlı başına, siyasal düşüncesi ve kişiliği hakkında çok temel fikir veriyor..
***
RTE, yeni ortaya çıkan direnişi, gençliği ve çevresindeki milletin desteğini ve haykırışını anlayabilecek bir siyasal kültürün insanı değildir. İnandığı tek şey, kendisi, inançları, diktacı siyasal anlayışıdır..
RTE, sonuna kadar direnecektir. Ama gördüğüm kadar, ülkede sokağa direniş olarak yansıyan bu gençlik, milleti, bu demokratik düşünce ve eylemle başedebilmesi zordur..
Ne pahasına olursa olsun, diyebilecek bir siyasal lider olabilir mi? Evet görülmüştür geçmişte, ama sonuçlar hep acı olmuştur..
Arkalarına baktıklarında ise, dayandıkarı sandıkları oy çoğunluğunun yerinde yeller estiğini bile görmeye zamanları olmamıştır..
--10 Haziran 2013 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder