Başbakana
yöneltilen “Gülen ile görüşecek misiniz”
sorusu ve verilen ilginç yanıt: “Şu anda resmi
programımızda böyle bir durum yok ama, gökten ne yağar ki yer kabul etmez”
olunca, spekülasyonlardan ortalık karıştı.. Bu benim alanım, içine hemen dalmalıyım!!
Görüşecek mi? Görüşür mü? Ne demek istedi? Yanıt
ilginç, ama ya eyyamcı, yani soruyu idare edip geçiştirici ve Cemaatçileri de
okşayıcı; ya da “öyle bir fırsat çıktı da
red mi ettik” anlamı taşıyor. İlk tepkim şu oldu: “Eğer Gülen’le görüşürse, bükemediği eli öpmek olur..” Buradan
gidelim:
***
Fikrim:
Görüşeceklerini sanmıyorum, olasılık %1. Bakanlardan biri heyetten kaçar görüşmeye
gider mi? Bilmiyorum, 2010 öncesi B.Arınç
yarı gizli gitmiş ve buradaki cemaatçileri şikayet etmişti! Sonuç elde var
sıfırdı.. RTE’nin Gülen’i karargahında ziyaret etme olasılığı sıfır (Padişah
olan kim ayol, karizmayı tam çizdirmek olur!), %1’i de başka bir yerde
karşılaşmalarına veririm..
Uçuk bir
espri: mesela Beyaz Saray’da Obama ikisini bir araya getirirmiş! (Netanyahu
ile RTE’yi getirdiği gibi!) Ama böyle bir şey olmaz, ABD ikisinin barışmasıyla
ilgilenmez! Siyasi-dini oluşumlarla ilişkisini ayrı ayrı sürdürmesi her zaman
işine gelir...
Şimdi ciddiyet:
Gülen(ciler) ile RTE adeta kanlı bıçaklı! Gülen durmadan çakıyor Başbakana! En
son, gücün onu nasıl zehirlediği
konusunda fetvada bulundu.. Burada bir “firavun söylemi” de gizli.. Nedeni,
iktidar kavgası, paylaşımı. Her zaman yazdım, Gülen ve RTE ayrı güçler,
gövdeler, tarihi gelişimleri çok farklı, bir gövdede birleşmeleri asla mümkün
değil.. Hep ayrı kalacak ve didişecekler! Siyaset bilmeyenin bunu kavraması zor
olabilir!
RTE polisteki
gücünü epey dağıttı Gülen’in.. Cemaatçilerin MİT’te icra gücü vermediği için
kıyamet koptu.. Yargı, yüksek yargıda paçayı cemaate epey kaptırdı. Birbirlerinin
kuyusunu kazacak kadar hasımlar... Cemaatçiler RTE’yi neredeyse diktatörlükle
suçlayacaklar, bu nedenle biraz demokrat görünüme ihtiyaçları var.
Ben de
onlara diyorum ki, yaaa öyle mi, hadi şu
Silivri davalarının çökertmekle işe başlayın öyleyse, görelim demokratlığınızı! Pat
diye yaparsınız isterseniz, bunu RTE’nin af ile yapmasına ve krediyi
toplamasına izin vermeyin! Böyle durumda Silivri suçu büyük ölçüde sizin üzerinizde
kalacak!
***
Sadede gelelim:
RTE Gülen ile görüşmek ister mi? RTE
esnek bir insan olabilir bu konuda.. Önünde seçimler var. Büyük bir yetkiyle
Çankaya’ya çıkmak istiyor. Önümüzde Anayasa referandumu olasılığı var, ya
yenisi ya da madde değişimi. Yüzde 50 alması zor. Cemaatin %3-5 gibi bir oy
potansiyellerinden bahsediliyor (belki 2-3). Cemaat RTE’ye karşı çıkarsa,
Başbakanın işi hepten zora binebilir.
Seçimi-referandumu
kazanmak için, Gülencilerin oyu şart olursa... devlet paylaşımı konusunda aralarında
üst düzey bir görüşme olur. Ne yani, RTE Apo’nun desteğini almak için taviz
veriyor da, Gülenciler yetim insanlar mı.. Alma verme ilişkilerinde bu
doğaldır.. Gerekirse bu görüşme hangi düzeyde olur bilemem..
RTE ile Gülen
arasında ABD desteği açısından da bir rekabet mi var?
Dün Hüseyin Gülerce, Zaman gazetesinde beklenmedik bir yazı yazdı. Bizim Nilgün Cerrahoğlu’nun 2012’deki bir
yazısından alıntı yaptı. Orada, CIA’nın eski Ortadoğu bölge şefi Robert Baer, 2008’de kitabında, ABD’nin
Ortadoğu’da amaçlarına ulaşmak için Sünni ile Şiileri birbirine kırdırmanın en
iyi yol olduğunu, Kürdistan’ın kurulması ve Irak’ın etnik temelde parçalanması
gerektiğini yazıyordu..
H. Gülerce de buradan yola çıkarak, mezhep çatışmasını Türkiye’ye sıçratmak
istiyorlar- ülke içinde birliğe en çok ihtiyaç duyulan zaman, diyordu.. Bu RTE’nin
politikasına da bir eleştiri, sanki anti-amerikan rengi de verilmek isteniyor.
Başka bir cemaat yazarı da, Suriye’de
Esad’ın yıkılması ana mesele değil, diyor ve Amerikan’ın Suriye’de Esad’lı
çözüm arama politikasına destek veriyordu..
Cemaat, Kürtlerle çözüm süreci dahil, RTE
politikasına çok yönlü eleştiri yapıyor..
Amaç RTE’yi
Gülen’le masaya oturtmak mı?
Bir
bilmecem var çocuklar gibi bir şey..
Ama, RTE
Gülen’e gitmez…
--- 16 Mayıs 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder