19 Mayıs bu
ülkenin kuruluşunun temellerinin atıldığı gündür. 19 Mayısı, 23 Nisan’ı, 30
Ağustos’u, 29 Ekim’i, Atatürk Devrimlerini, Atatürk’ün kurucu liderliğini inkar
etmenin, bu topraklarda bir karşılığı olamaz. Halkta yanıt bulmaz. Bir avuç
beyni körelmiş “öncü ideolojik kadro”, iktidarda olmanın verdiği hazla ve güçle,
Türkiye çapında boşuna nefes tüketiyor.
Böyle, zorbalığı ve inkarcılığı içselleştirmiş
iktidarların çevrelerinde sözde bir entelijansiya oluşur hep. Onlar yazar
çizerler. Sonra güçlü bir rüzgarla hepsini yel alır üfürür, sel alır götürür..
Bunu geç de olsa görenler olur..
İktidarın
“entelijansiya”sından Murat Belge
örneğin, RTE’nin, ülke ve toplumu sıkıştırdığı mengeneleri durmadan biraz
sıkması karşısında, bunalmış olacak ki, düne kadar faşist diye saldırdıkları
İzmir’i özgürce nefes alınan bir yer
olarak görmeye başladı!
Belge’nin gerçekten kaçıp yaşayabileceği kadar özgür
bir yerdir İzmir. Kendisine, seçim zamanında oraya giderek, kentin bu özgür
ruhunu koruması için, İzmir için savaşmasını tavsiye ederim!
***
Dünkü 19 Mayıs kutlamaları
deneyimi, halkın, varoluşunu borçlu olduğu Kurtuluş ve Kuruluş’u, her zaman
bağrına basacağının göstergesiydi. Kimse, bu halkı, Atatürk ve arkadaşları konusunda, Türkiye Cumhuriyeti konusunda vicdansız
yapamaz... İnkarcı yapamaz...
Unutturamaz...
“Türkiye
Cumhuriyeti’nin kuruluşu bir yanlışlıktı, 100 yıllık yanlışlıktı” diyen, TC
düşmanı köktendinci ideoloji, bugün iktidarda olsa bile, ilk fırsatta, halkın
vicdanına çarpacaktır. Bugünkü, istikrarlı gibi görünen ekonomi sayesinde, iktidar,
milletin tahammülüne sahip henüz.
RTE ülkeyi
zorluyor ve yokuşa sürüyor. Türkiye’de herşeyi kendi istikbaline göre
tasarlamaya çalışan RTE, 2014’de 3 seçimi ilan etti. Kendisine sonsuz bir güç
yetkisi istediği, tuttuğu terzilere kendi kafasına göre ölçüp biçtirdiği RTE-Anayasası’nı eninde sonunda
Meclis’e getirecektir.
Bu zorlama, RTE’nin başaşağı gidişini belirleyebilir.. (Davutoğlu’nu
al da git, diyecektir millet..) AKP içinde bölünmenin, daha doğrusu
RTE’yi dışlamanın da temelleri atılıyor. AKP’nin de, RTE’yi giderek
taşıyamayacağı günleri görebiliriz..
Çünkü AKP’nin
de artık özgürlüğe ihtiyacı vardır!
Bu durumu
görürse, RTE’nin önünde tek seçenek kalabilir: Atatürk’ü, TC’yi bağrına basmak!
Köktendinci ideolojisinde bu kadar istikrarlı, sağlam ve ilerlemeci gözüken
Erdoğan, tepelerde kalmak uğruna, milletin Atatürk sevgisine boyun eğer mi?
Bilemem.. Ama politikacı yönü iyice esneyebilir ve Yüzyıllık Cumhuriyet’le kucaklaşma yolunu seçebilir.. Biliyorum,
kendisi için çok geç olacağını bile bile yazıyorum!
Bugün dimdik
ayakta gözükenleri, yakın tarih, tepetaklak düşerken çok görmüştür.. Acaba RTE
hiç yakın tarihe bakıyor mu, yoksa, onlar
başaramadılar mı diyor...
“Günlük
politika”nın dışında kalırsanız, RTE’nin bu ülkeye dayattıklarının, yakın
tarihte ve dünyanın gelişimi içinde bir karşılığının olmayacağını
görebilirsiniz.
100 Yıllık Cumhuriyet’in galip geleceğini hep
beraber yaşayacağız..
***
BALBAY’IN SAVUNMASI
Ergenekon’da
yargılananlara yöneltilen suçlamaların gazete ve tv’lerde manşetlerden
verildiği ve hepsinin medya işbirliği ile peşinen mahkum edildiği zamanların
üzerinden dünyanın suları aktı.. Bütün bu iddialar bir bir çökertildi.. Adice,
mesnetsiz, hukuksuz ve yasasız suçlananlar savunmalarını yapıyor.. Balbay, Özkan, Haberal, Çiçek ve bütün
diğerleri başları dik, savunmalarını yapıyorlar..
Ne yazık ki, suçlandıklarında
haklarında yapılan haberlerin onda biri kadar bile yer bulamıyor savunmaları merkez
medyada.. İktidar ve cemaat yandaşı yalaka medyada ise hiç, tam sıfır.. Acaba
yüzlerinde hiç bir kızartı hissediyorlar mı, ar damarlarını kontrol ediyorlar
mı, yerinde duruyor mu diye!
Balbay’ın
savunmasını okuyun. Tam metnini Cumhuriyet portalda bulamadım, ama şurada var: www.odatv.com/n.php?n=suclama-sinirsiz-savunma-sinirli-1805131200
Tuncay Özkan’ınkini de Odatv yayımladı.
Balbay “22
iddianameyi birleştirdiniz, her iddianameyi ötekiyle bağlantılı gösterdiniz,
daha önce davası görülmüş 200’ü aşkın dosyayı buraya getirttiniz, bütün
bunlardan tüm sanıkların üyesi olduğunu iddia ettiğiniz terör örgütünü sorumlu
tuttunuz, savunma için de 2 saat süre veriyorsunuz.. suçlamak sınırsız, savunma
sınırlı”
diyor başlangıçta..
Mustafa, çok somut, suçlamayı ve
yanıtlarını yazıyor… ve insan yaşadığımız ülkede bir hukuk devletinin söz
konusu olmadığını görüyor…
Diyorum ki, savunmaları yayalım..
Cumhuriyet de bu yanlışını düzeltsin ve İnternet sitesinde Ergenekon Savunmaları başlığı altında bir bölüm açsın..
(Not: Bu yazı üzerine Cumhuriyet savunmaları internet sitesinde yayınlamaya başladı..)
--- 20 Mayıs 2013 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder