Dünkü
konuşması, Başbakan’ın bütün düşünce yapısını çırılçıplak ortaya koymaktadır.
Şüphesiz 10 yıllık dönemde yaşadıklarımız ve bütün konuşmaları, nasıl bir
ideolojik ve siyasi yönetim biçimine sahip olduğu konusunda bize toptan bir
fikir veriyor, ama dünkü konuşması 10 yılın özeti gibidir.
İki nokta
üzerinde yazacağım.
İlki, basın,
özgürlükleri ve insan haklarını ve yargıyı kastederek, AB ve dünyadan
yöneltilen eleştirileri takmayacağını açıklaması. Kendi bildiklerinin
peşinden gidecekmiş. Eğer bir “kamp”a ihtiyacı varsa, bunun AB değil,
Sovyet-Çin vb ülkelerinin Şanghay
Beşlisi olması gerektiğini de dile getirdi. Demokrasi vb açısından müthiş
eksikli olan o kampa kapağı atarsa, giderek azalan bugünkü siyasi hak ve
özgürlüklerin geri kalanına da güle güle dersiniz.
RTE
otoriter-totaliter düşünce yapısına uygun bir birlik istiyor..
Veya, kendisine
giderek artan ölçüde demokrasi ve yargı eleştirileri yapan Batıya şantaj
gündemde: Bak beni sıkıştırırsanız,
arkada Şanghay ülkeleri var, oraya gideriz, o nadenle üzerime fazla gelmeyin,
bırakın burayı ekip biçeyim..
Dün de Sınır Tanımayan Gazeteciler’in
açıklanan 2012 Basın Özgürlüğü Raporu açıklandı. 179 ülke arasında
154.sıradayız. Gelişme şöyle: 2010: 138., 2011: 148. ve 2012: 154. İstikrarlı
bir despotizme gidiş..
Biliyoruz ki
RTE önünde Danıştay, geri kalan özgürlükleri vb engel görüyor. Bunları da,
gönlündeki Başkanlık Sistemi ile
temizleyecek.. Şimdi bu konu.
Sonbahara Kadar Anayasa Referandumu
RTE’nin yakın
gelecek programının, burada sık sık açıkladığımız “takvim”e uygun olarak
seyredeceği de anlaşıldı!
Başbakan dünkü
konuşmasında Yeni Anayasa konusunu da gündeme getirdi. Takvim verdi: Mart’a
kadar, yani iki ay içinde Meclis’teki Anayayasa Uzlaşma Komisyonu uzlaştı
uzlaştı, yoksa cebindeki yeni anayasayı Meclis’e getirecek..
Takvimi belli oldu:
Nisan başı RTE anayasası Meclis’e getirilecek. 367 üstü oy alırsa RTE’nin
Başkanlık Anayasası yürürlüğe girecek.. Ama Başbakan bunu pek mümkün görmüyor,
o nedenle Meclis’te kabul 330’u aşarsa, yeni anayasıy referanduma sunma hakkı
doğuyor. Referandum zamanını Yüksek Seçim Kurulu yasalara uygun olarak ilan edecek.
Demek ki
önümüzdeki 3 yıl içinde yerel, cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlere, bir de Anayasa
Referandumu eklenecek, etti 4..
Böylece ilk sırayı yeni anayasa referandumu alacak
demektir. O da en genç bu sonbaharda gerçekleşecek.. 12 Kasım 2012 tarihindeki
yazımda “Ne Pahasına Olursa Olsun İlla
Başkanlık mı?” diye sormuştum.
RTE yanıt verdi
dün: Evet!
***
RTE, fiilen
uyguladığı başkanlık sistemini, bütün yetkileri bu kez hukuki olarak tam bir
sultan kılığında eline toplamak istiyor. Ya Başkanlık, Ya başkanlık!
RTE hayatının
en büyük siyasi mücadelesini başlatıyor. Bugüne kadar yaşadığı seçim mücadele
süreçlerini unutun! Hepsini gölgede
bırakacak, unutturacak yeni bir döneme giriyoruz. Bu kez mücadeleye aynı
zamanda parti içi de dahil!
Arkadaşlarını siyasetten parti tüzüğüyle tasfiye ederken, kendini zirveye
tırmandırmak istiyor..
AKP içinde bir saflaşmaya
yol açacaktır yeni anayasa ve RTE’nin istediği yeni konum. Cumhurbaşkanı Gül etkeni, güçlüdür. RTE, Gül’e de meydan okuyor.
Gül’ün bu meydan okumuya çoktan kabul ettiğini burada kaç kez yazdım.. Şimdi
sorular:
RTE,
referandumda yüzde 50,01 alabilir mi?
Meclis’te 326
milletvekili var. Anayasayı referanduma götürecek sayı için gerekli olan 5-6
milletvekilini nereden devşirecek?
AKP saflarında,
anayasa oylamasında fire olur mu? Kaç milletvekili hayır oyu verir? O taktirde,
yeni anayasa tamamen reddedilir..
BDP ve MHP’den
milletvekili pazarından oy devşirir mi, kaç oy devşirir.. Devşirdiklerine ne
tür ikballer vaadedilir.. BDP’nin Kürt meselesinde isteklerini karşılayarak
oylarını alır mı.. MHP ne yapar, kuyruğuna takılır mı? Önceki seçimlerde
gördüğümüz gibi, siyasi ahlaksızlıklar yaşanır mı?
Öneri Mclis’te
reddedilirse, hele halk tarafından reddedilirse, RTE için başaşağı süreç hızla
gündeme gelir.
Zaten, birileri
RTE’nin yerine başkalarını hazırlıyor.. referandum sonucu, bunun bahanesi
olabilir..
Şiddetli bir
2013’e girdik..
Bu süreçte, CHP
içinde “kahrolsun ulusalcılar” gibi zırvalıklarla uğraşmak ve partiyi bölmeye
çalışmak, doğrusu at gözlüğüne hakkeder! Veya bir AKP madalyasını..
-- 31 Ocak 2013 / Bilim ve siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder