Önümde Karataş Hukuk Bürosu’nun yılbaşı kartı
ve üzerindeki anımısatmalar duruyor:
“Yıl 1215.. Mağna Carta Libertatum der ki;
“38. Madde: Bundan böyle hiç bir hakim,
hperhangi bir kimseyi, ilgili olayda doğru ve güvenilir deliller ortaya
koymadan dava edemez...
“40. Madde: Hakkı veya adaleti
geciktirmeyeceğiz. Kimseye satmayacağız, kimseyi bunlardan men etmeyeceğiz..”
Ve hukukçuların
dileği: “Dileriz ki 2012 yılı 796 yıl öncesinden daha adil olsun..”
Düşünüyorum da,
bizim Silivri hukuku uygulayıcılarını kim yarattı? Bunlar nerelerde yetiştiler,
yetiştirildiler? Nasıl bir hukuk, insan hakları öğretisi aldılar? Hukukun
ruhunu, yasaların özünü uygulamama gibi bir vicdanı nasıl edindiler? Hukuku
siyasete peşkeş çekmeyi kabul ederek, kendilerini birer kurşun asker konumuna
düşürmeyi nasıl kabul ediyorlar?
Bugün Silivri
yargılamalarının durumunu geçmişe götürürseniz, sahte belgelerle, uyduruk
tanıklarla, kanun-delil tanımaz kişilerle, ancak Ortaçağ engizisiyonlarına veya
geçmişteki ihtilal mahkemeleri yargılamalarına varırsınız..
Ortaçağa denk
düşen hukuk anlayışı ve uygulaması olarak, aslında yargılananların hepsi idam
edilmiş durumdadır!
İdam kalktığı
ve henüz muhalefet var olduğu için, hiç birini sehpaya götüremiyorlar.. Ama
aslında hepsini asmış durumdalar!
İktidar (ve
Cemaat) hukukunun içine bakmak istiyenler varsa, Cemaatle cilveleşen CHP’lilere
ve mürekkep yalamışlara, “olayların
ardındaki gerçek”i anımsatmak istedim...
İktidar Firavunlaştırır
HAS Parti
kurucularından Mehmet Bekaroğlu,
parti başkanı Numan Kurtulmuş’un
AKP’ye geçme hazırlığı karşısında “Firavunlaşmayacağız
dedik, Numan Kurtulmuş'a şimdi ne oldu da AKP'ye geçiyor..” demiş..
“Başkan”, ite kaka bakmış 350 bin oy, adamın
sabrı-ömrü sınırlı. Henüz kamburu çıkmadan hızla yukarı tırkmanmak istiyor,
milletvekili, belki de bakan umudu falan varken..
Mehmet Bekaroğlu tam söylemek istemiyor, tercüman olayım:
Kurtulmuş firavunlaşmaya karar verdi! Partisini de sattı, iktidar nimetlerinden
yararlanmak için bir gurup adamıyla kapağı Erdoğan’a atıyor. Kurtulmuş,
partisine topladığı, iyi niyetli soldan insanları da sattı!
Size söyleyeyim: İktidar olsaydı da satacaktı, tıpkı
RTE’nin partisine çağırdığı sosyal demokrat figürleri kullanıp kullanıp sattığı
gibi.. Daha doğrusu, çağırdığı insanları kendi ideolojilerini, inançlarını,
görüşlerini hızla terketme durumunda bıraktığı gibi..
RTE’nin yanında ya
yüzlerce minik RTE’den biri olacaksın ya da yok olacaksın!
İlginç olan, AKP’ye doğrudan katılmayıp da, RTE’ye
destek olan “liberal-solcu eskileri” de minik RTE’lerden biri olmuş ve posaları
çıkıncaya kadar kullanılmışlardı..
İşleri- görevleri bitince, RTE eteklerini şöyle bir silkmesiyle çil
yavrusu gibi çevreye dağıldılar.. Şimdi kötü şöhretli kişiliklerini RTE’ye
karşı koruma savaşındalar! Bir kısmı, Cemaatle omuz omuza “demokrasi savaşı”na
soyundu şimdi!
Bilmiyorlar ki demokrasi savaşı bugün Silivri’yi
reddetmekten geçiyor! Ama bunu da öğrenecekler!
***
RTE, Kurtulmuş’u ne yapacak? Geniş bir çerçeveden
bakalım.
Birincisi, kendisiyle aynı
nitelikte bir partiyi, “yakın gelecek ne
getirir ne getirmez, politika tehlikelerle dolu” düşüncesiyle bertaraf
ediyor. Kurtulmuş gibi bazı “beğendiği” figürleri partisine dahil ediyor.. bir
benzeri muhalefeti minikken tasfiye ediyor.
İkincisi, AKP’ye benzer dinci
kökenli kişi ve particiklerin oylarını toparlıyor. Sırada resmi Erbakancılar
var.. Bunları yüzde 3 gibi varsayabilirsiniz.. RTE, doğal büyüme sınırlarına
geldi dayandı.. Minikleri toparlıyor, sonra yeniden MHP’ye yüklenecek.. MHP RTE
karşısında işlevini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya. 2015 seçimlerinde
kenrdisin ne bekliyor, onlar da bilmiyor. RTE MHP’yi tasiye ederse, Kürt
meselesinini çözümünde, özellikle kendisine dışarıdan dayatılan çözümlerde,
elini daha rahat hissedecektir.
RTE Kürt meselesinde 2015 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine
kadar ciddi bir adım atamaz, atmayacaktır..
Üçüncüsü, 2014- 2015’teki büyük
iktidar değişikliklerinde, partisine yeni yüzler ekliyor. Kurtulmuş üzerine
kendisine karşı sahneye konacak “muhtemel oyunları” bitiriyor! Parti tüzüğü
değişmezse, en az üçte bir milletvekili resmen seçilemeyecek. Kendisi
Cumhurbaşkanlığına çıkmayı planlayarak durumu kurtarıyor..
Kurtulmuş’u “kendi yerine hazırlıyor” görüşlerine
gülmek gerekir. Parti içinde en üst görevler bekleyen bunca insan varken..
Böyle bir dayatma gerçek bir bölünme olur.. RTE ile yanındaki- çevresindeki cemaatçi yoldaşları arasında
keskin bir çatışma çıkmadığı sürece, Kurtulmuş bir vitrin süslemesidir.
Kurtulmuş,
firavunlaşmayı, firavunlara destek olmayı seçmiştir. İktidar, insanları
firavunlaşmaya teşvik eder.
Bugün
yaşadığımız firavunlaşma örneği ortadayken, koşa koşa iktidar gitmek, “ben de
ben de” demektir..
--- 15 Temmuz 2012 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder