Bu hafta yurt
içi ve dışından 200’e yakın bilimciyle hükümet İstanbul’da bir toplantı yapacak
ve Türkiye’nin bilimde teknolojide ne yapması gerektiğini tartışacak. Listede
kimler var bilmiyorum, ama özellikle ABD’den ünlü bilim insanlarımızın geleceği
kesin.
Hükümet ne
arıyor ve ne istiyor? Şüphesiz, bilim ve teknoloji güçlerini geliştirmek ve
ekonomiye bu eksende yenilikçi bir karakter kazandırmak.. En halisane
yorumumla!
Peki bu ne
kadar mümkün? İktidarın eğitim ve bilim politikasıyla, böyle büyük bir toplantı
niyeti birbiriyle örtüşüyor mu yoksa çelişiyor mu? Bunu irdeleyeceğim, ama önce
önemi açısından damardan bir fotoğraf çekelim..
***
Ekonomide geri
kalmışlığın en önemli belirtileri: Üretemeyip tüketen ülke olma; dış ticaretin
ekonomiyi batıracak ölçüde sürekli açık vermesi; üretim için gerekli hammadde,
yarı işlenmiş madde, makine techizat, kritik değerdeki elektronik, bilgi ve
teknolojiyi dışarıdan satın alma.. Üstüne üstlük, yatırım/üretim için mali
kaynaklarınızın yetersiz olması nedeniyle, dışarıdan sermaye ithalatı..
Siz
ürettiğinizle yetinemezsiniz.. Hem ülke ve insanların ihtiyaçları hızla büyüyor
ve çeşitleniyor.. Üstelik, dünyanın da.. İhtiyaçlar da kaliteleşiyor!..
İhtiyaçlara ayak uyduramayan, dahası ihtiyaç yaratamayan bir ekonominin burnu
şeyden kurtulmaz..
***
Bu gibi
ülkeler, yükte ağır-pahada hafif yani
ağır ve ucuz mal ve hizmet üretir ve satar.
Dışarıya
diyelim ki bir ton mal sattınız.. getireceği kazanç, tabii ki içindeki malın
değerine bağlı. Mesela LCD ekranları, yüksek teknoloji cep telefonları ve
bilgisayar çipleri ise.. tablet ve yüksek teknolojik minik fotoğraf çekiciler
ise, sistemleri çalıştıran bilgisayar yazılımları ise.. tıbbi görüntüleme cihazları
gibi yüksek (ve pahalı) teknoloji içeren mal ve hizmetler ise, keyfiniz yerinde
sayılır; bu üretim biçimini sürekli geliştirdiğiniz ölçüde hep “su üzerinde”
kalırsınız.
Ama, örneğin buzdolabı pazarını ele geçirerek büyük
katmadeğer ve büyük sermaye yaratamazsınız... Bu pazarda da sürekli yenilikçi,
ARGE’ci olmak zorundasınız.. katmadeğeri ve kazancı buradan sağlayabilirsiniz.
TV’nin ana
katmadeğerini oluşturan LCD-OLE ekranlar ve benzeri yüksek teknoloji
parçalarını üretmeyip tamamen dışarıdan satın aldığınız için, Avrupa TV pazarını ele geçirmek de
övünülecek bir şey değildir. Olayın balını, satın aldığınız ülkeler yer!
Bizim
patronlar, yeni teknolojileri geliştirmeye soyunmazlar. Onlar hemen para
kazanıyor mu kazanmıyor mu, görmek ister. 1 milyar dolar arsaya yatırıp, iş,
alışveriş merkezleri ve “rezidans’lar üretip satmak, en basit v esıradan hesap
kitap yapma alışkanlığıdır.. Bu nedenle ülkenin boyu uzamaz.. Devletin de uzun
vadeli ulusal bilim-teknoloji ve ekonomi politikaları olmadığı için, ülke basit
mühendislik işleri (inşaatler dahil!) çemberinde çırpınıp durur..
Türkiye bu
çemberi kırabilirmiye girmeden önce, bir önemli nokta daha:
***
Dünyada
ekonomik eksenin batıdan doğuya kaymasının temel nedeni, Güney Kore, Çin,
Hindistan ve diğer güneydoğu Asya ülkelerinde.. emeğin ucuz olması değildir.
Buralarda bilim ve teknolojide yaşanan büyük atılımdır. Çok planlı ve programlı
teknoloji geliştirme ulusal politikaları titizlikle ve yıllardır uyguluyorlar.
Ekonomilerinde bu temelde büyük değişim ve dönüşüm gerçekleştirdiler.
Bu ülkelerin
yarattığı ve sunduğu avantajlar Batının üretimini çekti. ABD ve AB’de örneğin
spor malzemeleri üreten fabrika kaldı mı, bilmiyorum!
Küreselleşme
bu anlamda şu demek: Sermaye, mali kaynak ve hatta teknolojinin, dünyada en
avantajlı ülke ve pazarlara kayması! Çin ve Hindistan’ın 2,5 milyara yakın
nüfusunun yarattığı büyük pazar, Batının sermaye ve teknolojik göçü için cazip
bir nedendi.
Yineliyorum:
Doğuda bilimsel ve teknolojik gelişen altyapı ve çok yetişkin, yetkin bilimsel
işgücü olmasaydı, büyük atılım gerçekleşmezdi.. Olacak olan şudur yakın
gelecekte: Ücretler Doğuda yükselecek; küresel üretim bu kez, giderek
gelişmekte olan ucuz Afrika’ya kayacak..
Türkiye
kendisine nasıl bir çıkış arıyor?
***
Başbakanın ve
ilgili bakanların, önümüzdeki Perşembe ve Cuma günleri İstanbul’da yurtiçi ve
dışından bilim insanlarımızla geniş bir toplantı yapacak olması, bir arayış
içinde olduklarının göstergesidir.
Zaten bu
hükümet çevrelerinde 3-5 yıldır kritik teknolojilere dayalı bir ekonomik üretim
olmadan, dış ticaret açığı korkulu belasından kurtulamayacakları düşüncesi
gelip gidiyor..
Bu aslında ülke
için iyi bir şey!
Kötü olan ise..
Bu iktidarın
eğitim ve bilim politikalarıyla, böyle bir niyet olsa bile, bu amaca
ulaşamayacağıdır..
Nedenini yarın
yazacağım..
---- 8 Temmuz 2012 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder