SAYFALAR

12 Temmuz 2012 Perşembe

Açın Özgürlük Kapılarını


Yarın Silivri mahkemelerinin bir karar verme günü.. Cemaatin mahkemeleri olmaktan resmen çıkartılan Silivri hukuku, yeni yasayı ve hükümetten gelen –çelişkili- telkinleri düşünerek, tutuklular için bir karar verecek.
Bu hukukun son zamanlarda epey bir şamar oglanına döndü.. İşlevsiz ve tasfiye edilen mahkemelere dönüştürüldükleri yetmiyormuş gibi, Başbakanın dünkü baskısının da mahkemeler üzerinde nasıl etki yapacağını bilmiyoruz..
Eğer kulaklarına bir şeyle üflenmediyse, Başbakanın özellikle tutuklu milletvekilleri konusunda söylediklerini “bırakmayın onları” biçiminde mi algılamalılar.. “Davaları sulandırmak için bu tutukluları aday yaptılar” demesinden de, ayrıca, Ergenekonculardan hiç birini salmayın anlamı mı çıkartılmalı..
Bilmiyorum..
Başbakan bu mahkemeler kendine dokununca “hadmlerini ayştılar” diyor, ama konu dünyada en haksız ve adaletsiz yargılanan insanlarına gelince… talimat mı veriyor, durmak yok yola devam mı diyor.. belli değil..
***
Cemaat ile AKP’nin ortak kötü kaderidir bu mahkemelerdeki yargılamalar.. Salt bu nedenle bile olsa, bir cehennemin olması gerekir diye düşünürüm! Ama, insanoğlunun genellikle büyük haksızlıkların faturasını bu dünyada kestiğini de bildiğim halde..
Bütünüyle çürütülen, sahtelikleri veya zerre kadar delil olmadıkları kanıtlanan delillerde içeride yatırılan insanları, arkadaşlarımızı, subayları, bilim insanlarını hâlâ orada tutmanın binlerce yerçekimini bulan ağırlığını kaldırabilenlere ne demeliyim, bilemiyorum.
İki gücün ortak iradesi hâlâ, bütün hukuka rağmen, tutuklulukların devamına.. biçiminde mi?
Ama şurada yazıyorum:
Artık yeter deyin bütün bu siyasi planlarınıza, düzenlerinize.. Üzerinde oynadıklarınız insanlar, analar- babalar- çocuklar.. Artık durum, olabilebilecek bütün vicdanların üzerine çıktı!
***
Önce Balyoz sonra Şike davasının savcısı Mehmet Berk demişti ki Şike için "Biz bunu Balyoz Davası gibi 3-4 ay konuşulur sonra unutulur sandık”.. Bu sözler, yargıya ve hukuka egemen anlayışın dışa vurumuydu.
Balyoz, Ergenekon, Odatv, Andıç, İlker Başbuğ gibi birbirine bağlanan, her biri tam bir hukuk bataklığına dönüşen davaların sonuçlanmaması ve Şike davasındaki gibi tahliyelerin gerçekleşmemesi, demek hukukla ilgili değil, kamu oyunun uyutulup uyutulamamasıyla ilgili!
Berk’ler Şike’de milleti uyutmayı başaramadı!
Ayıptır, arkalarında Fenerbahçe gibi bir Cumhuriyetin olmadığı diğer davalarda insanlar kendilerini mi yakmalıydı!
Bu nasıl bir ruhtur, dini hukuku imanı düşüncesi vicdanı olanlar için anlamak zor..
***
Aileleri diyor ki:
Onlar ve biz 18 aydır sahteliği bilimsel olarak kanıtlanmış dijital veriler nedeni ile tutukluyuz. 1.500’den fazla sözde delil çürütüldü.
Yurt dışında görevli olan babalar/eşler, daha haklarındaki iddiaları duyar duymaz yıllık izinlerini alarak  ilk uçağa atlayıp bavulları ile tutuklanmaya geldi. 
Mahkemenin çağırdığı tüm tanıklar dinlendi, hepsi balyoz diye bir şey duymadıklarını söyledi. Sanıkların dinlenmesini talep ettiği tanıklar ise her defasında reddedildi. Tüm taleplerimize rağmen, bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri gidermek için bir düzenleme yapılmadı. Savunmanın hazırlattığı ilave bilirkişi  mütalaa ve inceleme sayısı 22’ye ulaştı. Sonuç hep aynı: Bu CD’ler sahte!!
***
En gerçekçi ses budur, dinlemeye devam edelim:
“Bu davada lehte hiç bir gelişme olmadı, lehte deliller toplanmadı, tanık dinleme ve bilirkişi çağırma talepleri reddedildi. Hukuk tarihinde ilk defa bir davada deliller incelenmeden savcıdan esasa ilişkin mütalaa istendi! Mütalaa kabul edildi ve göz göre göre işlemedikleri bir suçun cezasını çekmeye zorlandılar. Şimdi zaten çoktan hak ettikleri  hürriyetlerine bu yargı paketi ile birlikte kavuşmaları gerekir: "Bizlerin babaları/ eşleri tahliye olmayacak da kim tahliye olacak?”
“Yüce Türk Milleti adına yargılama” yaptığı iddiasında olan 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ni yüce Türk Milletini dinlemeye davet ediyoruz!
13 Temmuz Cuma günü tahliye bekliyoruz!”
Ben bütün davalardan bekliyorum..

KURUMSAL SINAV ÇETESİ
Üniversite sınavlarında her zamanki gibi kurumsal ve sorular çetesi, soruları hep sattı hem de adamlarına dağıtarak büyük haksızlık yaptı..
Cemaat gazetesi, PKK sınavlara başkalarını soktu diye mkanşet atarken, yavuz hırsız rolüne girmiş aynı zamanda.. Soruları satan ve dağıtan kurumsal çeteyi saklıyor..
--12 Temmuz 2012 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı

1 yorum:

  1. Bloğunuzda ki içerikler çok güzel devamını bekliyoruz. Php tasarim firması olarak teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil