Yarın Silivri
mahkemelerinin bir karar verme günü.. Cemaatin mahkemeleri olmaktan resmen
çıkartılan Silivri hukuku, yeni yasayı ve hükümetten gelen –çelişkili-
telkinleri düşünerek, tutuklular için bir karar verecek.
Bu hukukun son zamanlarda
epey bir şamar oglanına döndü.. İşlevsiz ve tasfiye edilen mahkemelere
dönüştürüldükleri yetmiyormuş gibi, Başbakanın dünkü baskısının da mahkemeler
üzerinde nasıl etki yapacağını bilmiyoruz..
Eğer kulaklarına bir şeyle
üflenmediyse, Başbakanın özellikle tutuklu milletvekilleri konusunda
söylediklerini “bırakmayın onları”
biçiminde mi algılamalılar.. “Davaları
sulandırmak için bu tutukluları aday yaptılar” demesinden de, ayrıca, Ergenekonculardan hiç birini salmayın
anlamı mı çıkartılmalı..
Bilmiyorum..
Başbakan bu mahkemeler
kendine dokununca “hadmlerini ayştılar” diyor, ama konu dünyada en haksız ve
adaletsiz yargılanan insanlarına gelince… talimat mı veriyor, durmak yok yola
devam mı diyor.. belli değil..
***
Cemaat ile AKP’nin ortak
kötü kaderidir bu mahkemelerdeki yargılamalar.. Salt bu nedenle bile olsa, bir cehennemin olması gerekir diye
düşünürüm! Ama, insanoğlunun
genellikle büyük haksızlıkların faturasını bu dünyada kestiğini de bildiğim
halde..
Bütünüyle çürütülen,
sahtelikleri veya zerre kadar delil olmadıkları kanıtlanan delillerde içeride
yatırılan insanları, arkadaşlarımızı, subayları, bilim insanlarını hâlâ orada
tutmanın binlerce yerçekimini bulan ağırlığını kaldırabilenlere ne demeliyim,
bilemiyorum.
İki gücün ortak iradesi
hâlâ, bütün hukuka rağmen, tutuklulukların devamına.. biçiminde mi?
Ama şurada yazıyorum:
Artık yeter deyin bütün bu
siyasi planlarınıza, düzenlerinize.. Üzerinde oynadıklarınız insanlar, analar-
babalar- çocuklar.. Artık durum, olabilebilecek bütün vicdanların üzerine
çıktı!
***
Önce Balyoz sonra Şike
davasının savcısı Mehmet Berk
demişti ki Şike için "Biz bunu Balyoz Davası gibi 3-4 ay konuşulur
sonra unutulur sandık”.. Bu sözler, yargıya ve hukuka egemen anlayışın dışa
vurumuydu.
Balyoz, Ergenekon, Odatv, Andıç, İlker Başbuğ gibi birbirine bağlanan,
her biri tam bir hukuk bataklığına dönüşen davaların sonuçlanmaması ve Şike
davasındaki gibi tahliyelerin gerçekleşmemesi, demek hukukla ilgili değil, kamu oyunun uyutulup uyutulamamasıyla ilgili!
Berk’ler Şike’de milleti
uyutmayı başaramadı!
Ayıptır, arkalarında Fenerbahçe gibi bir
Cumhuriyetin olmadığı diğer davalarda insanlar kendilerini mi yakmalıydı!
Bu nasıl bir ruhtur, dini
hukuku imanı düşüncesi vicdanı olanlar için anlamak zor..
***
Aileleri diyor ki:
“Onlar ve biz 18 aydır sahteliği
bilimsel olarak kanıtlanmış dijital veriler nedeni ile tutukluyuz.
1.500’den fazla sözde delil çürütüldü.
Yurt dışında görevli olan babalar/eşler,
daha haklarındaki iddiaları duyar duymaz yıllık izinlerini alarak ilk
uçağa atlayıp bavulları ile tutuklanmaya geldi.
Mahkemenin çağırdığı tüm
tanıklar dinlendi, hepsi balyoz diye bir şey duymadıklarını söyledi. Sanıkların
dinlenmesini talep ettiği tanıklar ise her defasında reddedildi. Tüm
taleplerimize rağmen, bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri gidermek için
bir düzenleme yapılmadı. Savunmanın hazırlattığı ilave bilirkişi
mütalaa ve inceleme sayısı 22’ye ulaştı. Sonuç hep aynı: Bu CD’ler
sahte!!
***
En gerçekçi ses budur, dinlemeye devam edelim:
“Bu davada lehte hiç bir gelişme olmadı, lehte deliller toplanmadı,
tanık dinleme ve bilirkişi çağırma talepleri reddedildi. Hukuk tarihinde ilk
defa bir davada deliller incelenmeden savcıdan esasa ilişkin mütalaa istendi! Mütalaa
kabul edildi ve göz göre göre işlemedikleri bir suçun cezasını çekmeye
zorlandılar. Şimdi zaten çoktan hak ettikleri hürriyetlerine bu
yargı paketi ile birlikte kavuşmaları gerekir: "Bizlerin babaları/
eşleri tahliye olmayacak da kim tahliye olacak?”
“Yüce Türk Milleti adına yargılama” yaptığı iddiasında olan 10. Ağır
Ceza Mahkemesi’ni yüce Türk Milletini dinlemeye davet ediyoruz!
13 Temmuz
Cuma günü tahliye bekliyoruz!”
Ben bütün davalardan
bekliyorum..
KURUMSAL SINAV ÇETESİ
Üniversite sınavlarında
her zamanki gibi kurumsal ve sorular çetesi, soruları hep sattı hem de
adamlarına dağıtarak büyük haksızlık yaptı..
Cemaat gazetesi, PKK
sınavlara başkalarını soktu diye mkanşet atarken, yavuz hırsız rolüne girmiş
aynı zamanda.. Soruları satan ve dağıtan kurumsal çeteyi saklıyor..
-- 12 Temmuz 2012 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı
Bloğunuzda ki içerikler çok güzel devamını bekliyoruz. Php tasarim firması olarak teşekkür ederiz.
YanıtlaSil