Biliyorsunuz,
hükümet Türkiye Bilimler Akademisi’ne, kurumları YÖK ve TÜBİTAK aracılığıyla
133 “bilim insanı” atadı (Geçen Pazar günkü yazım). Peki atananlar kimler ve ne
kadar “bilimsel”ler? Bunları araştırınca (yarınki Cumhuriyet Bilim ve
Teknoloji, atananların tam fotoğrafını çekiyor, mutlaka izleyin!) ortaya komik
bir durum çıktığını gördük, ben bile şaşırdım ve dedim ki yahu bu ne cesaret!
Akademi, bütün
dünyada, gerçekten en iyi bilim insanlarını çatısı altında toplar.. Bilime
katkıları üst düzeydedir, yetenekleri ve çalışmalarıyla bilim dünyasına
katkıları üst düzeydedir!
YÖK ve
TÜBİTAK’ın Akademi’ye atadıkları arasında tam 19 (evet ondokuz) adet, hiç bir
uluslararası bilimsel araştırması bulunmayan, ama prof. unvanlı kişi var!
(2’sini TÜBİTAK, 17’sini de, atama çiftliği durumundaki YÖK seçmiş, iyi mi!)
Rezalet!
***
Bu kadar değil:
atananlar arasında sıfır atıf almış 22 kişi var. Atıf demek, yaptığı bilimsel
çalışmaların, başka bilim insanları tarafından kullanılması demek! Tamam 19 kişinin sıfır bilimsel
çalışması varsa, bunların olmayan çalışmalarına atıf alması da beklenmez! Ama
bir kaç bilimsel makale yayınlamış 3 kişinin çalışmaları da sıfır değerde
bulunmuş demek ki!
Şimdi sıfır
bilimsel kariyer ile TÜBA’ya atananların isimlerini yayımlıyorum:
İÜ: Teoman Dural,
Hüseyin Sarıoğlu, Aydın Gülan, Şinasi Gündüz. MÜ: İlhan Kutluer, Ali Akyıldız, Raşit Küçük, Ahmet Tabakoğlu. Fatih Üni: M. Fatih Andı. İst.
Medeniyet Üni: Mustafa Çiçekler. Yeditepe:
Süleyman Seyfi Öğün. İst. Ticaret Üni:
Mustafa Erdoğan. İst Bilgi Üni:
Serap Yazıcı. Uludağ Üni.: Ahmet
Saim Kılavuz. İst. 29 Mayıs Üni:
Feridun M. Emecan. Afyon Kocatepe: Mehmet Karakuş. KTÜ: Yusuf Şevki Hakyemez. (Bunlar YÖK’çe atandı!).. Aksaray Üni: Bahadır Akın. MÜ: İsmail Kara. (TÜBİTAK’ça).
Çok az sayıda makalesi olanlar da var tabi,
Buraya 1-4 makalesi olanları alıyorum sadece, 10 makale ve altında olanları ve
düşük atıf sayısı olanları almıyorum!:
Kadir Mutlu
Hayran (3). Savaş Alpay (4). Veysel Kule (3). Muhsin Kar (4). Fuad Oğuz (4). Halil Zaim (1). Mustafa
Acar (4). Yasin Aktay (2). Ümit Cizre (4). Ahmet Yaşar Ocak (2). Ahmet Nuri
Yurdusev (3). Alpaslan Açıkgenç (4). Cemal Kafadar (1). Ayşe Selçuk Esenbel
(3). Ali Tayfun Atay (2). Meliha
Altunışık (4). Ömer Çaha (2). Ahmet Cevat Acar (1). Mustafa Safran (2). İlber
Ortaylı (2).
Burak Avcı’nın
derimizde yayımlanan bu araştırma sonuçlarında şüphesiz bazı rakam hataları
olabilir. Bunları düzeltmeye hazırız..
***
Bunların
dışında, mesela 100 ve üzeri araştırma makalesi yayınlamış olup, düşük sayıda
atıf almış (fazla değeri olmayan makaleler) olanlar var. Tabii,
yüksek makale ve atıf olanları da görüyoruz atananlar arasında! Onları
kullanarak, “allahın sevgili kulları”
olan, bilimsel aratırmalarda sıfır çeken
çok sayıda insanları da arada kaynatmaya çalışmışlar.. İstanbul
Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi’nden sıfırcılar bol..
Atananlardan Hüseyin Sarıoğlu twitter’dan bana
gönderdiği mesajda diyor ki: “Akademi gerçek anlamda akademi"
olma yolunda, hayırlı ve uğurlu olsun bilim camiasına..” Sarıoğlu da sıfır
çekenler arasında gözükmekte..
Böylece iktidar
dünyada bir ilki daha başarıyor ve hiç bir bilimsel kritere uymayan insanlardan
oluşan bir yeni hükümet akademisi yaratıyor..
Tabii,
hükümetin akademisi şimdi daha çok bir erkekler klubüne dönüştü. Çünkü sadece
11 kadın atanmış (atananlarda kadın oranı 0.08)..
Uluslararası
bilimsel başarı ölçümlerinden biri olarak kullanılan “h-indeksi”ni
uyguladığınızda, büyük çoğunluğun da düşük h indeksine sahip olduğu görülüyor..
***
Hükümet
atamalarında 3 isim üyelikten affını istedi: Zekai Şen (213 yayın ve 1768 atıf ve 22 h değeri), İsmail Çakmak (111 makale, 4984 atıf ve
39 h değeri) ve Niyazi Serdar Sarıçiftçi
(433 makale, 25.102 atıf ve 67 h değeri)!..
Bu 3 isim
gerçekten çok yüksek bilimsel çalışmalarıyla sadece ülkemizde değil dünyada
sivrilmiş insanlar.. Yarınki CBT’deki hesaplarda aslında bu üç yüzakı bilim
insanımızın da yüksek puanları da var. Bunlar üyeliği reddettiklerine göre, atanmış
olanların ortalama bilimsel başarımları çok daha düşüyor demektir..
Akademi üyeliği
bit pazarına düşmüş demektir, başka ne diyeyim!
-- 14 Haziran 2012 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder