1 Mayıs’taki
heyecanı, yazı günüm olmadığı için gündemden düşüyor. Ama bir kaç söz edeceğim:
İzmir’i,
Ankara’yı ve diğer kentleri bilmiyorum, ama Taksim’in çok büyük bir özelliği
vardı: Bütün Türkiye’yi, iktidara muhalif olarak kim varsa hepsini birleştiren
kardeşçe, dayanışmacı bir alandı. Ayrımcı
değil, birleştirici bir alan! Taksim, muhalif güçlere güç verdi. Ayrıca,
hasadı toplanabilirse, sendika mücadelesini güçlendirici etkisi olabilir. 1
Mayıs Alanı için mücadele etmek, bir “yasa
koyucu” nitelik kazandırdı emekçilere, sol ve diğer muhalif güçlere.
Valiliğin “kırma dökme olursa, alanı bir daha
göremezsiniz”, şanssız sözleri üzerine, aslında söylenecek budur! Vali
Bey’e ancak “geçmiş olsun” demek gerekir.. Tabii ki şiddete hayır! Ama 1
Mayıslarda büyük şiddetleri de her zaman Devlet güçlerinin uyguladığını, şiddet
ortamları yarattığını ve uyguladığını anımsayalım!
Yasa Koyucu! İstekleri Yasallaştırıcı!
Mücadele etmenin doğasında bu vardır! Bu hedeflere odaklı dirençli bir
mücadele, bir sürü şeyi değiştirici özellik taşır! Dayatılanlara karşı çıkmak
ruhu! “Siyasi ve sosyolojik bir sonuç”
çıkarmak gerekirse, bu süreçten..
Bu, bütün
haksızlıklara, insafsızlıklara, ahlaksızlıklara karşı geçerlidir!
Balyoz’da Yeni Sahtekârlıklar
Yüzyılın Sahte Davası
olarak nitelendirilebilecek Balyoz’daki
“delillerde” gelişme: Adli delil uzmanı Arsenal Consulting, CD’lerde yeni
sahtelikler saptamış: Balyoz davasının temelini
oluşturan 11 Nolu CD’deki planlar, Gölcük’de “bulunan” “Gölcük 1 numaralı CD” adlı
CD’de de kayıtlıydı. Balyoz davasında ileri sürülen delillerin gerçekliğini
araştırarak, sahtekarlıkları ortaya çıkartan çalışmalarıyla tanıdığımız Dani Rodrik açıkladı:
Sahtekarlar
bu CD’ye 1. Ordu plan seminerinden sonra kaydedilmiş süsü vermek için
bilgisayarlarının tarihini geriye çekip CD’nin oluşturulma tarihini 13 Mart
2003 şeklinde göstermiş.
Bu tarihin gerçek olmadığı, kasıtlı şekilde bilgisayar saatinde oynanma
yapıldığı sirketinin yeni raporu
ile belgelendi. Rapor diyor ki: ‘Gölcük CD
no.1’in Mart 2003’de oluşturulmuş olması mümkün değildir; zira bu CD’nin içinde
Office 2007’ye kadar mevcut olmayan ClearType yazı karakterleri ve XML
şemalarına referans veren dokümanlar kayıtlı..’
“Bu son rapor, Eskişehir’de Hakan
Büyük’un evinde bulunduğu iddia edilen flash bellekteki belgelerin delil bütünlüğünün
olmadığını da tespit ediyor.” (*)
Her aşaması sahtekarlıklarla bezeli bir dava ve içeride haksız yere
tutulan 360’ın üzerinde subay ve perişan olan aileleri! Hey Adalet, neredesin,
ne zaman geleceksin?
Poyrazköy’deki
Sahtecilik: Sözde Pyorazköy cephane “Gezer Mühimmat”kış! Davanın tutuksuz
sanığı Tuğamiral Mehmet Fatih Ilgar,
Poyrazköy’de “ele geçirilen” mühimmatın başka davalarda da delil olarak
kullanıldığını saptadıklarını açıkladı!
Biliyorsunuz,
“darbenin suç delillerini” bulmak
amacıyla, sözde bir “ihbar” ile Poyrazköy’de büyük tantanalarla ve
televizyonların canlı yayınları ile kazı yapılmış, toprağa gömülmüş bazı
mühimmatlar elle konmuş gibi bulunmuştu!
Ilgar
şöyle diyor: “Poyrazköy’de birilerinin
gömdüğü ve bizlere suç attığı mühimmatın, farklı davalarda da ortaya çıktığını
belgelerle tespit ettik Mühimmatı gömüyorsunuz, suçsuz, günahsız insanların
üzerine atıyorsunuz.. Ama gerçeği gömemiyorsunuz. Gerçek fırsatını bulunca
Kasımpatı gibi toprağın üzerine fışkırıyor”.
AKP: İş Cinayetleri
Şampiyonu
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun son raporuna göre,son 12 yıl içindeki “iş
kazalarında” bana göre büyük ölçüde iş cinayetlerinde, 12.286 çalışan öldü! Bu
sayının kimbilir kaç katı da sakat! Avrupa’da
birinci ve dünyada üçüncü! Türkiye’de kayıtlara geçebilen, günde 127 iş
kazası oluyormuş.. Günde 3 işçi ölüyor beş işçi sakat kalıyor. Sadece Nisan
ayının ilk üç haftasında öle sayısı 80! Bunlar sadece resmi kayıtlar..
Akşam’dan Nihal Kemaloğlu (1
Mayıs yazısı) ise daha korkunç rakamlar veriyordu:
“İstanbul İş
Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin kayıt dışı rakamları hesaba katıldığında
ülkemizde yılda 15 ila 30 bin işçinin öldüğü bir başka gerçekti.”
Türkiye sözde “dünyanın en büyük ekonomi olmaya doğru koşuyor”… Yaldızın
altındaki gerçek ise, iktidarın insanlarını ölüme koşturduğudur..
--
(*) Rapor: http://balyozdavasivegercekler.com/2012/05/02/balyozda-yeni-sahtecilik-kanitlari/
3 Mayıs 2012 / Bilim ve Siyaset – C
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder