SAYFALAR

29 Mayıs 2012 Salı

Hinoğluhin Düşünceler


Acı acı güldüm; yargıç “burada siyasi yargılama yapılmıyor” demiş Doğu Perinçek’e..
Mustafa Balbay dünkü ara savunmasında diyor ki: “Burada insanlar artık gerçeği aramıyor, kendini arıyor, ‘ben böyle bir tablonun neresinde olabilirim’ diye.. İçeride bir kişi ile ilk kez karşılaştığında soruyor, ‘siz kimsiniz?’. Yanıt: ‘İddianamede sizinle en çok irtibatta olduğu iddia edilen kişi’.”
Tuncay Özkan, Danıştay katilleriyle birlikte aynı sırada yargılanmaktan duyduğu utancı dile getiriyor…
Mahkeme, salondan izinsiz tuvalete çıkmayı yasaklamış..
Bir zaptürapt ki, Allah düşman başına vermesin!
Düşündüm ki, yasaların, hukukun adaletin mahkemesi değil.. Peki ya ne?
Bu davayı sürdüren, düzenleyen, kuran, planlayanların sureti..
Arkalarındaki politik yüzlerin, iktidarların hak hukuk adalet demokrasi kavramlarıyla ilişkisinin Silivri’ye yansıması..
O yüzlerdeki yüreklerdeki beyinlerdeki karalığın yansımalarını yaşıyoruz Silivri salonlarında...
***
Koca adam Yaşar Kemal dün mesaj atıyor: “Dağın öte yüzü gözükmüyor, ufuk kapalı..”
***
Cemil Çiçek, yazık ki yazık bir insan.. Milletvekillerinin tutuksuz yargılanması için bulunan onlarca çözüme, tabi olduğu Mutlak İrade’nin “hayır demesi karşısında, son noktayı şöyle koyuyor:
“Anayasa ve yasalar çözüme izin vermiyorsa yapacak birşey yok".
Anlıyorsunuz değil mi! Yani Anayasa da babayasa da yasa da hukuk da adalet de mahkeme de Meclis de, tek kişi diyor anlayacağınız. Mutlak İrade, izin vermiyor!
***
Uludere.. İnadına.. Uludere, iktidarın karanlık ilişkilerinin düğüm yeri mi yoksa?
Cumhurbaşkanı Gül’ün, Pentagon’un sızdırdığı Uludere haberi üzerine “Wall Street Journal’de böyle bir yazı çıkacağını biliyorduk sözü gözden kaçtı ve üzerinde durulmadı..
Pentagon’un açıklamasının özü “Biz yapmadık TSK yaptı” idi. Hükümetin bombalamada siyasi yetki ve sorumluluğunu gözardı ediyor, “suçu” TSK üzerine yıkıyordu. Haberde özellikle dikkat çeken ifade şöyleydi: Daha ayrıntıyı görüntü alalım diye önerdik, ama TSK reddetti ve bölgeden uzaklaşmamızı istedi..
Gül’ün açıklamasına dönelim: Pentagon, Köşk’e hükümete, böyle bir açıklama sızdırıyoruz, diye bilgi mi verdi? Gül, bu haberi önceden nasıl biliyordu? Yanındaki gazeteciler ne yazık ki veya her zamanki gibi, can alıcı soruyu sormamışlar..
Olayın üzerinde ABD-Türkiye özel bir sır perdesi mi var? Ortada zaten bir “kurban” var: TSK, hatasının bedelini ödesin, biz de temize çıkarız biçiminde bir komplo veya işbirliği mi?
***
Erdoğan’dan Uludere’yi unutturmak için bugün yeni ve çok özel açıklamalar bekliyoruz..
Tasmalı gazeteciler”, kesmedi.. “Onları tasmalarından kurtardık”, çok çok ucuz laf.. Çünkü ortada bu kez gerçekten iktidar tasmalılar kol geziyor.
Medya patronlarına “paralarını sen veriyorsun, o zaman kendi düdüğünü çaldır” demesini bildiniz..
Yani “patron tasmalı gazeteci” önerisinin patenti size ait!
Ama Başbakanın bu önerisi ortağı Cemaat yazarlarına sökmüyor. Balyoz bavulcusu Mehmet Baransu bile “Medyada partisinin sözcülüğünü yapan, emir ve korkuyla yazı yazan (yazamayan), sayıları da bir hayli fazla olan bu Ak silahşorlar”den bahsediyor!
***
Düşünüyorum da, Uludere katliamını kapatmak için, Suriye’de Esad’ı alaşağı etme çabalarının arttırır mı?
Acaba, Esad’a karşı savaşın bayraktarları olan, son satılan iki gazetenin Suriye manşetleri buna hazırlık olabilir mi?
Haziran ayında Hilary Clinton, Suriye savaşını konuşmak üzere Ankara’ya geliyor da..
Herşeyi en iyi unutturma projesi Suriye’dir, Erdoğan için.

***
Suriye, Erdoğan’dan savaş kahramanı yaratır mı?
Savaşçı Erdoğan imajı, Cumhurbaşkanlığı seçiminde, başkanlık sistemini öngörecek yeni anayasanın Referandum’la kabulunde bir numaralı rolü üstlenir mi?
Önceki yazımda “Erdoğan Mucize Bekliyor” demiştim..
Bu mucizenin Suriye’den içeri girebileceğini hesap ediyor olabilir…
Kıbrıs’ın ve Öcalan’ın, Ecevit’i nasıl sandık kahramanı yaptığı aklıma geldi de..
Hinoğluhince düşünmeye başladım..
--29 Mayıs 2012 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder