SAYFALAR

13 Mart 2012 Salı

Yasa Tasarısı: Neler Oldu? Gelin Didikleyelim

CHP’lilerin dışarıda bırakılmasıyla komisyondan hızla geçirilen yeni yasa tasarısını okuyorum.
Eğer Meclis’ten de aynen geçerse..
8 yıl kesintisiz eğitim sona erdi. Öğrenim kademeleri 4 (ilkokul) +4 (ortaokul) +4 (lise) oluyor.
Başlama yaşı, 5 değil 6 yıla çekildi. Neyse! Ama dünyada bütün ülkelerin yöneldiği “okul öncesi eğitim” yasada yok, yani zorunlu/devlet destekli değil. Aslında devletin tam da okul öncesi eğitime büyük destek vermesi gerekir.
Çünkü, bir yıl okul öncesi eğitime giden çocuğun, zeka yaşının ilkokul ve sonrasındaki eğitimde 2 yıl fark atarak geliştiği, eğitime de “bir yıl avantajlı başladığı” bilimsel araştırmalarla kabul ediliyor.
Zaten toplumlar arasında süren “insan zenginliği “yetişkin insan gücü” yarışında, okul öncesi eğitim alanlar öne fırlıyor! Türkiye önemli bir fırsatı kaçırıyor!
Yeni tasarı, bu açıdan Türkiye’nin ihtiyaçlarına, en önemli noktada destek vermiyor ve yenilik getirmiyor..
***
8 yıllık kesintisiz eğitimin bölünmesinin sonuçları kötü olacak. 8 yıl temel bilimsel bilgilerin bir bütünlük halinde ve çocuğun sosyal ortamda sosyal gelişimini ve toplumsal ilişkilerini geliştirici özelliklerle verilmesini sağlıyordu. Türkiye’nin “eğitim/yıl” süresini 4 yıldan 6,5 yıla yükselten temel etken, 8 yıl kesintisiz eğitimdi. Bugün 6,5 yıl bile, Türkiye’yi geri ülkeler sınıfında tutuyor!
İlköğretim “zorunlu 4 yıl ilkokul ile zorunlu 4 yıl ortaokul”u kapsıyor. 6-13 yaş “mecburi ilköğretim çağı 6-13 yaş” arasını kapsıyor.
İkinci dört yıl, ortaokulda geçecek. Burada ayrışım başlıyor.
İmam hatiplilerin ortaokulu açılıyor! Hiç şüphesiz, teşvik edilecektir, çocuklar buralara yönlendirilecektir. “İmam hatip ortaokul liselerinde de, dini eğitim programının yanısıra, diğer ‘normal’ okullardaki ders programı yürürlükte ne var bunda,” denmesine bakmayın. Düşünce yapısının nasıl biçimlendiği, dünyaya küçük yaşta nasıl bakmaya alıştırıldığı ile ilgili bir mesele bu.
İktidarın “başarı” çıtası, öğrencileri imam hatiplere yönlendirme derecesi ile ölçülmeye başlanırsa, şaşırmayın. Böyle giderse, imam hatipler ‘normal’ olur, diğerleri ise gavurların, dinsiz imansızların gittiği okul olur!
***
İkinci dört yıl, yani ortaokullar, herkes için “aynı” değil.
Bakanlık, ortaokul için paket eğitim programları, “program seçenekleri” hazırlayacak. Öğrenciler bu paketlerden birini tercih edecekler ve geleceklerini o andan itibaren belirlemiş olacaklar. Bakanlığın eğitim programlarını nasıl, neye göre belirleyeceği bilinmiyor.
Ama mesela Arapça dil seçeneğini almak isterseniz, bunu kuran eğitim ve bunun eklentileri ile bir bütün olarak alabileceksiniz. Yani ben sadece Arapça öğrenmek istiyorum derseniz, söylentiye göre, bu mümkün olmayabilecek.
Öğrencilerin daha o yaşta mesleki seçimlere yönlendirilmiş olacak.. “ortaokullarda lise eğitimini destelyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur” deniyor.
Üçüncü dört yıl, yani liselere, ortaokuldan aldığınız seçimlik derslerinize göre devam edebileceksiniz, anlaşıldığı kadarıyla. Bunların bir kısmı size üniversiteye taşıyamayacak. “Altın bileziği” kolunuza takacak ve serbest piyasaya iş aramaya dalacaksınız..
Üçüncü dört yılın en önemli özelliği, örgün eğitime katılma zorunluluğunun ortadan kalkıyor olması.
Açık liselere dışarıdan katılma olanağı sunuluyor. Kızların bu noktada örgün eğitim almada büyük telefe uğrayacağı açık ve seçik. Uzmanlar diyor ki, yüzde 70’i devam etse iyi. Yeni yasa, kızlar aleyhine olan eğitimde cinsiyet farklılığını düzeltecek bir özellik taşımıyor.. Haydi kızlar eve! Kocaya! Ev hizmetlerine, tarlaya, çayıra, ineğe.. nasıl yaşıyorsan öyle!
Tabii, açık lise programına erkek öğrencilerin de daha büyük rağbet göstermesi mümkün! Hem çalışayım hem okuyayım zorunluluğu ağırlık kazanacak çoğu hane halkı için.
Zaten eğitimin kalitesi düşük. Milyonlarca gencin cebinde, lise değil mi işte diploma, olacak.. Ama normal bir lise öğrencisinin kazandığı beceri ve yetenekler, onlardan uzak kalacak.
Bu program, liseli sayısını hatta arttırabilir de, ama uyduruk eğitim almış gençler ordusu yaratır.
Merak etmeyin, bu programla üniversite kapısındaki yığılma da durur.
Ekonominin, ülkenin, “piyasa”nın ihtiyacı olan yetişkin işgücü, kaliteli “insan” yaratılamaz.
Rakamlara bakarız, belki de yuppiii yahu ne güzel istatistikler iyiye gittiğimizi gösteriyor deriz..
Ama neden ihtiyaçların buna rağmen karşılanamadığını, neden değişen mesleki koşullara, değişen insan ihtiyaçlarına uygun insanların yetiştirilemediğini bir türül anlamayız!
--
Not: Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın serbest bırakılmalarına sevindim.Beklentim bu yöndeydi, gerçekleştiği beni mutlu etti. Hoşgeldiniz! Bütün tutukluları dışarıya istiyoruz.. Odatv’deki, Silivrideki herkesi! Bitsin bu zulüm!
13 Mart 2012 Bilim ve Siyaset- Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder