Başbakan tam çarpıtıyor, 8 yıllık eğitimin
Türkiye’nin, ekonominin zararına işlediğini söyleyecek kadar üstelik! 10 yıla yakın iktidardalar da şimdi mi
akılları başlarına geldi! Demek 10 yıldır Türkiye’ye bilerek zarar veren
bir iktidar var ülkede! Zarar verdiği yalan tabii, zaten 4+4+4 yasa
tasarısının, 28 Şubat 1997 kararlarının son kalıntısının da temizliği olduğunu
söyledi Salı konuşmasında! Yani bu bir intikam yasası!
Aslında o bile bahane!
Çünkü 8 yıl hükümetlerin programına daha önceki yıllarda girmişti bile!
İktidar, imam hatip okullarının ve kız çocuklarının türbanlanmasının önünü
tamamen açmış bulunuyor! Zaten amaç bu, gerisi bahane! Bu yasa Türkiye’nin
gereksinimlerine göre değil, Başbakanını ve sahip olduğu ideolojisinin
gereksinimlerine göre Türkiye’yi düzenliyor!
Başbakan, yeni eğitim modelinin “bilimsel”
olduğunu söyledi üstelik! Ama bu konunda uzman, imam hatipçi olmayan bütün
bilim-eğitim kuruluşlarının raporlarına baktığımızda, hepsi Başbakanın
“bilimselliği”nin aksini söylüyor! Bir eğitim düşmanı yasa var karşımızda!
Boğaziçi
Üniversitesi: Okulöncesi
eğitimin tüm çağ nüfusuna zorunlu olarak iletilmemesi, okullaşma süreçlerine
hazırlık açısından alt sosyo-ekonomik düzeyden gelen çocuklar aleyhine,
onarılması güç eşitsizlikler oluşturacaktır. Önerilen 4+4+4 modelinin ilk
kademesi olan 4 yıllık eğitim kavramı hiçbir bilimsel temele dayanmıyor. Çağ nüfusu bilişsel gelişim açısından ayrıştırıldığında, 7-11 yaş somut işlemler,
12 yaş üstü ise soyut işlemler dönemleridir.
Dördüncü sınıftaki bir çocuğun,
somut işlemler döneminin tam ortasındayken ilköğretimin ikinci
kademesine geçmesi, bilimsel veriler ve bulgulara
terstir. Ayrıca, çocukların soyut işlemler dönemine girmeden bir öğretim kademesini tamamladığı hiçbir gelişmiş ülke
yoktur.
İlköğretim birinci kademeden sonra,
öğrencilerin açık öğretim ve evde eğitim gibi olanaklarla da öğretim görebilme
önerisi, özellikle alt sosyo-ekonomik düzeyden gelen kız ve erkek çocuklarını
okullaşma süreci dışına çıkaracak. Böyle bir eşitsizlik, insan hakları
açısından olduğu kadar insan gücü niteliğinin düşmesi açısından da eleştiriye
açıktır.
Eğitim Reformu
Girişimi (Sabancı+Tüsiad): Yasa, ilköğrenimi
ikiye bölüyor ve zorunlu eğitimi 4 yıla indiriyor! Kız çocuklarının ilk 4 yıl
sonunda okuldan alınmasının önünü açıyor!
Dünya okul öncesi eğitime büyük önem veriyor. 3-6 yaş arası çocukların
okullaşma oranı Belçika’da yüzde 99.6, Arjantin’de bile yüzde 71,2 iken,
Türkiye’de yüzde 30’dur! Yasayla zorunlu hale gelmesi gereken okul öncesi
eğitime, yeni yasada yer verilmiyor.
Tü̈rk
Eğitim-Sen: Açık öğretim seçeneği
ne ilk dört yıl ne de ikinci dört yıldan sonra verilmeli! Sadece hasta
öğrenciler, gezici tarım işçilerinin çocuklarına ve örgün eğitim yaşını geçmiş öğrencilere
verilebilecek bu hakkın, normal öğrencilerin önüne bir seçenek olarak sunulması
yanlıştır!
Öz-De-Bir: Zorunlu eğitim
okul öncesi eğitimi de kapsayacak biçimde 13 yıl olmalıdır. Örgün eğitimde 8
yıldan daha az süre eğitime yol açacak uygulamalar toplumun eğitim düzeyini de
gerileteceğinden 8 yıllık zorunlu ve kesintisizlik ilkesi korunmalı. 8 Yıllık
kesintisiz eğitim döneminde 5.ya da 6.sınıftan sonra toplumun beklentileri,
eğitimin ihtiyaçları doğrultusunda seçmeli dersler konulabilir.
ODTÜ Eğitim
Fakültesi: Kesintisiz 8 yıllık eğitim tüm öğrencilerin
mutlaka tek çatı altında eğitim görmeleri anlamına gelmez. Kesintisiz eğitim,
her çocuk için vazgeçilmez olan ve sqonun bilişsel, sosyal ve psikolojik
gelişimi açısından gerekli olan temel eğitimin kesintiye uğramaması anlamına
gelmektedir.
Eğitim
Sen: Yayıplamı düşünülen değişiklik, zorunul temel
eğitime öğrencilerin 4. Sınıftan sonra dışarıdan açık öğretim ile devam
edebilmesinin önüünü açıyor. Ve çocukların büyük ölçüde dini gerekçeler ileri
sürülerek okuldan ve okul ortamından uzaklaştırılmasına kapı aralıyor. Teklifin
yasalaşması durumunda 4.sınıftan itibaren örgün eğitim fiilen ortadan
kalkacaktır.
Eğitim-İş: Bir çok Avrupa ülkesinde temel eğitim kesintisiz olarak 8 yılın
üzerinde uygulanmaktadır. Örneğin Avrupa ülkelerinde zorunlu eğitim, 8 ülkede 8
yıl, 9 ülkede 9 yıl, 12 ülkede 10 yıl, 2 ülkede 11 yıl ve 3 ülkede de 12 yıldır.
Temel eğitim dünyada yaygın olduğu biçimiyle 9 yıl kesintisiz olmalı. Zorunlu
eğitim, 1 yılı okul öncesi olmak üzere 13 yıla çıkarılmalı. Çok başlı eğitim
sisteminden kaçınılarak Öğretim Birliği korunmalı. Eğitimin her aşaması parasız
ve içeriği laik, demokratik, bilimsel ve ulusal olmalı.
TEPAV: 15 yaş üstü nüfusun
%42’si, ilkokul ve altı seviyede eğitime sahip. Yani 4 yıldan fazla eğitim
alamamış bir insan ordumuz var. 8 yıllık eğitim sistemi bu tabloyu
iyileştirmeye başlamıştı. Bu kanun teklifini yapanlar, bu nedenle, tekliflerini
gözden geçirmeli. Eğitim sisteminin düzeltmenin yolu, işleri daha da karıştıracak
bir makyaj yapmaktan değil, öncelikle eğitimin içeriğini iyileştirmekten
geçiyor.
Evet bilim konuşuyor, ama iktidarad dinleyen
tabii ki yoktur ve olmayacaktır! Çünkü orada ideoloji, dini mühendislik
konuşuyor!
İKİ YAZARIMIZI KAYBETTİK
Evet, arada sırada bize yazan Güney Gönenç’i ve ayda bir düzenli olarak
yazan Çetin Aşçıoğlu’nu kaybettik.
Göney Hoca’nın aramızdan ayrılışını geç duyuruyoruz, 3 Aralıkta Ankara’da
ODTÜ’de yapılan törenle son yolculuğuna uğurlanmıştı. 24 Şubat’ta da,
dergimizde ayda bir Hukuk Bilim yazarı yazan Çetin Aşçıoğlu’nu kaybettik. Aşçıoğlu üzerine haberi iç
sayfalarımızda okuyacakınız.
G.Gönenç Ç. Aşçıoğlu
Güney
Gönenç 1933’te Ankara'da doğdu; 1955'te İTÜ'yü bitirdi. 1963'te ODTÜ Elektrik
Mühendisliği Bölümü'nde öğretim üyesi oldu. ABD'de yüksek lisans, İngiltere'de
doktora yaptı. 1983'te, bir yıl sürgünün ardından, 1402 sayılı yasaya
dayanılarak görevine son verildi. ODTÜ'de öğretim üyeliğine, uzun bir hukuk
savaşımından sonra, Danıştay kararıyla döndü. Türkiye Bilişim Derneği Genel
Başkanlığı yaptı, Elektrik Mühendisliği dergisinin yazıişleri müdürü, Bilim ve
Sanat dergisinin genel yayın danışmanı, Bilim ve Sanat Yayınları'nın sorumlusu
olarak çalıştı. Sosyalist kimliği ile tanınan Gönenç, son kitabı "Karanlık
Zamanların Şarkısı"nda Türkiye’nin üniversite serüvenini, sürülen parlak
beyinleri açısından da inceledi. Aykut
Göker bu kitabını tanıtmıştı, gelecek sayımızda bir tanıtım daha
yayımlayacağız.
Gelecek Cuma yeniden
birlikte olmak dileğiyle..
Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji, Sayı 1303, 9 Mart
2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder