Dinci-
Tinerci İkilemi Arasında Türkiye
Temel
Mesele: Dindarlık Eksikliği!!!
Başbakanın Türkiye’ye tartıştırdığı sorun, sizde
derin hayal kırıklığı ve gelecek için umutsuzluk yaratmıyor mu?
Dindar
gençlik yetiştireceğiz ile açtı
perdeyi Başbakan ve gençlerimiz tinerci
mi olsun ile kapadı!
Böylece gençlerimizin, çocuklarımızın önündeki
iki seçenek belli oldu: Ya dindar olacak ya tinerci! Hangisini tercih
edeceksiniz? Evet, sanırım başbakan böyle sözleri promter kullanmadan,
irticalen söyledi. Tevil olarak, acaba kendisine birileri “Başbakanım, çocuklarımız dindar olmayacaksa, tinerci mi olsunlar”
pusulasını mı tutuşturdu eline?
Böyledir, tepeden inmecilik, toplum
mühendisliği, herkesi kendin gibi yapma; kendini, bütün ülkenin çocukları
olarak yeniden ve yeniden üretmeye kalkışma arkaik düşüncesi.
Eğer bir ülkeyi yöneten siyasal sistemin,
ülkenin insan, uğraş, meslek, düşünce çeşitliliği ve zenginliği üzerine bir
temel bilgisi veya yaklaşımı yoksa, tek bir noktaya saplanır kalır: Dindar
gençlik!
Dinci siyaset ve yandaşlarının kafalarının
çalıştığı en iyi alan, tek konudur, kendilerine benzer dindarlar yetiştirmek!
Bir de ticareti çok iyi biliyorlar. Zengin olmayı, köşe dönmeyi..
Bir ülke için, bilimiyle, edebiyatı ve görsel
sanatlarıyla, müziğiyle operasıyla, felsefesiyle birlikte, bütünsel bir
zenginliği hedefleyen bir siyasal anlayış ve icra yoksa işbaşında… yerlerde
sürünen bir ülke yaratırsınız.. tıpkı diğer İslam ülkeleri gibi. Zaten giderek
yoğunlaşan uygulamalar, Türkiye’yi indirgiyor..
***
Başbakan dindar
gençlik diyeceğine, Türkiye’nin temel eğitim meseleleri konusuna eğilmesini
istemek fazla mı olur?
Yoksa Başbakan, Türkiye’nin
eğitiminde/öğreniminde temel sorunu “dindarlık
eksikliği” olarak mı saptadı? Eğer böyleyse, Türkiye’de eğitimin tamamen
imam-hatipleştirilmesi ile bu sorun çözülür!!!
***
Oysa Türkiye okul başarısızlığında OECD’nin 34
ülkesi arasında birinciler arasında. Birileri, burada tabii ki öncelikle Milli
Eğitim Bakanı, Başbakanın önüne eğitimin sorunlarını koyması gerekmez mi?
Mesela, Türkiye’de iyi bir gençlik yetiştirmenin
önünde en önemli sorunun, fırsat
eşitsizliği olduğunu, Bakanın Başbakanına söylemesi gerekmez mi?
Hayır, bunu ben söylemiyorum, OECD çalışmaları söylüyor. Fırsat
eşitsizliği nedeniyle, büyük bir gençlik kaynağına sahip olan ülkemizin en
büyük zenginliği böylece altlarda aşağılarda kalıyor, yukarılara tırmanamıyor,
olması gereken yerlerde bulunamıyor, daha iyi donanımlılar, zenginler, iyi
okullarda okuyanlar öne çıkıyor!
Milyonlarca gencimizin, eğitim/öğrenimde
ortalamaların altında kalması, Türkiye’nin en büyük sorunudur!
OECD araştırmasından çıkan sonuca göre, okul
başarısızlığı, sistemik bakış açısından, eğitim sisteminin bir
hatasıdır….eğitim kalitesizdir ve herkese eğitim sağlayamamaktadır. Bu sorunu
halletmenin yolu, herkese minimum kaliteli standart eğitim verebilmektir…
Konuya bireysel açıdan yaklaşarak, öğrenci bireysel olarak başarısızdır,
sistemin rolü burada azdır, dese bile, her ikisinin de vardığı sonuç tektir ve
korkutucudur: başarısızlığın getirdiği yüksek sosyal ve ekonomik maliyetler!
Binlerce düşünen insan ve uzman, okulda başarı
nasıl yakalanır üzerinde çalışıyor.
***
Okul
başarısızlığının toplumsal ve ekonomik maliyetleri üzerine bakın neler
yazılıyor:
Başarısızlık, bir insanı yaşamı boyunca
cezalandırır; herhangi bir diploması olmayan çocuk iş bulamaz, geliri düşüktür,
emekli maaşı yetersizdir, sivil ve sosyal alanda katılımcı olamaz.. Aynı
zamanda topluma da büyük yük olur.. Ekonomilerin üretimini azaltır, büyümesini
yavaşlatır, yenilikçi girişimlere set çeker, sosyal birlikteliği zedeler ve aynı zamanda kamu bütçesine
yük bindirir.
Bu kadar değil: Suç oranları artar, sağlık
harcamaları artar ve sosyal danışmanlık hizmetlerine daha fazla gereksinim
duyulur.
Yeteneksiz iş gücü, bir ülkenin sırtındakı en
büyük yüktür! Bu yükün büyüklüğü, ülkenin yönünü belirliyor günümüzde artık:
Aşağı veya yukarı!
OECD okul başarızlığını engllemek için yeni
politikalar geliştiriyor.
Başbakanın, Bakanın, hükümetin bu konuda
politikaları nedir?
Tablet ve
akıllı tahta mı? Öyle anlaşılıyor..
Fırsat ve gelir eşitsizliklerini çözemeyen,
tersine bu eşitsizlikleri arttıran; eğitimin-öğrenimin temel niteliksel
sorunlarına bakarkör davranan iktidar, göz boyamacılığı yapıyor!
Tablet ve akıllı tahta uygulamalarının,
Türkiye’de eğitimin sorunlarını çözemeyeceğini bir kaç yıl içinde göreceğiz,
karşılaştırmalı, uluslararası araştırmalar yayınlanacak ve herkes aaa diyecek!
Bakanlık ve hükümet, çok da işe yaramayacak müthiş pahalı
sistemlerle, sadece oy avcılığı yapacak…
--CUMHURİYET BİLİM VE TEKNOLOJİ, GÜNDEM, SAYI 1299, 10.02.12
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder