Bakıyorum bazı beyzadeler yakıştıramıyor CHP’ye, yemin etmeme kararını!
Diyorlar ki, efendim bu marjinal bir tavır! Veya, yemin edip parlamentoda mücadelesini vermeliydi! Peki AKP seçime gitme kararı alsa, CHP’nin hali nice olur, diye tehdit edenler bile var!
Şık kravatlı takım elbiseli Beyzadeler zaten Silivri’den aday gösterilmesine karşı oldukları için, şimdi içeride kalmalarında hiç bir sakınca yoktu!
Tabii, iktidarın hınk deyicileri, CHP’yi CHP’den fazla düşündükleri için, CHP büyük hata yapmış, Kılıçdaroğlu acemiliğinin ve parti içi çatışmanın kurbanı olmuş.. En zekilere göre ise, bütün bu sorunlerın üstesinden ancak yeni Anayasa ile gelinir, CHP böyle yasa/masa değişikliği gibi palyatif önlemler peşinde koşacağına, en doğrusu yeni Anayasa yapmakmış.. Eeee hapistekiler de beklesin artık!..
AKP’nin “Anayasa Rehineleri” olarak!
***
Kılıçdaroğlu ve arkadaşları büyük bir mücadeleci tavır aldı! Açıkça söyleyelim: CHP’de MHP de ve bağımsızlar da, düne kadar Meclis’te tamamen AKP’nin Meclis Rehineleri konumundaydı!
Dört yıl boyunca, önerdikleri arasında tek yasa bile kabul ettiremediler! AKP her öneriyi reddetti! Bütün araştırma önergeleri çöpe atıldı!
AKP Meclis’te her istediğini yaptırdı, hiç bir partiyle ortaklık, uzlaşma yapmadı! Tam bir Meclis diktatörü oldu!
Muhalefetin tümünü de “Meclis’in muhalefet Gülleri” konumunda tuttu!
Böylece son derece bir “demokratik parlamenter rejim” görüntüsüne sahip olduk dört yıl boyunca!
Arka planda ise, diktatoryal yönetim sürüp gitti! Hukukun canına okudular, yargıyı AKP’leştirdiler, işverenleri susta durdurdular, medya özgürlüğünü kuklaya çevirdiler, insanları Silivri’lere tıktılar, herkese gözdağı verdiler!
AKP, gelmiş geçmiş en diktacı parti oldu!
Çünkü başındaki liderin karakteri buna çok uygundu!
***
CHP / Baykal, 2002’de Anayasa değişikliği ile Erdoğan’ın siyasi yasaklılığını kaldırttı! Yoksa daha beş yıl Meclis yüzü göremeyecekti Bay Muktedir!
Şimdi tutuklu milletvekillerine karşı gösterdiği tavırla, aslında CHP’ye diyor ki: Sen o zaman aptallık yaptın, en büyük düşmanına, rakibine kapıları açtın, ama ben senin yaptığın aptallığı yapmak istemiyorum!
Demokratlığın ölçütüdür bu!
Bu tarihsel “Demokratlık ölçer”, sıfır demokrat derecesini gösteriyor!
Yakasına bir kokart olarak asabilirsiniz!
Demez mi ki bir de “başka insan mı bulamadılar milletvekili yapacak, bugünkü duruma bilerek yol açtılar..”
Bu bakış ve sözler de Bay Muktedir’e “katmerli kokart” kazandırdı!
***
Bütün yasalar, kurumlar ve gelmiş geçmiş herşey tutuklulara milletvekili adaylığı hakkı verirken, Erdoğangillere göre onlar “yurttaş” değil!
Ya ne?
Onların tutukluları! Rehineleri! Tepeledikleri kişiler!
Ama timsah gözyaşını da eksik tutmuyorlar: Tutuklulukların bu kadar uzun sürmesi onların da canını sıkıyormuş, bu durumu pek de demokratik bulmuyorlarmış, ama elden ne gelirmiş, Anayasa ve yasalar böyle öngörüyormuş, yeni Anayasa ile bu durum düzeltilmeliymiş..
Yani bir dizi yalancı sözler! Sahte demokrat gösterileri!
Oysa CHP öneri vermişti, tutukluluk sürelerinin iki yılla sınırlandırılmasını isteyen! AKP bunu reddetti!
Silivri tutukluları 10 yıla kadar hapis tutulabilir! Dava da, Mahkeme Başkanı’na göre 30 yıl sürebilir!
Savcı ve yargıçlara göre, dava dört yıl oldu ama deliller toplanmadı!
Bu da bir hukuk ve F-Tipi adalet yalanı!
Onları tutabildikleri kadar içeride tutma, ana siyasetleri!
***
Milletvekillerini hapishaneye terketme, en büyük siyasi lekedir! Kimsenin üzerinden öyle kolay çıkmaz!
Bu, aslında tamamen Meclis’in ayıbıdır!
Kılıçdaroğlu, Grup toplantısında müthiş bir konuşma yaptı! “Bu uzun süreli bir mücadeledir, katılmak istemeyenlere işte kapı, çıkabilirler..” dedi
Tutuklu milletvekillerine Meclis’te yemin etme yolu açılmadıkça, yemin etmeme, müthiş bir özveridir, evet bir ilktir!
Neyin mi ilki?
Onurun ilki! Mücadelenin ilki! Meclis’te süsün, göstermeliğin, uyduruk demokrasi vitrininin partisi olmaya reddin ilki!
Diktaya karşı demokrasi mücadelesinin bayrağını açmanın ilki!
Hayırlı olsun!
-- 30 Haziran 2011 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder