AKP yazarları çevresinde, AKP’nin en önemli başarısının yeni bir sivil anayasa yapmak olacağı düşüncesi yaygın. Hatta bazılarında “AKP BDP ile uzlaşarak bile bu anayasayı yapabilir ve yapacaktır..” gibi müthiş iyimser ve siyasal gerçeklerden kopuk yorumlar uçuşuyor!
Bu bakış ne kadar doğrudur?
Bunun için AKP’nin yaşadığımız seçim stratejine bakmak gerekir. Bu strateji, MHP’yi baraj dışına iterek, milliyetçi oyları AKP’de toplamayı ve 367 ve üzeri milletvekili çıkartmayı öngörüyordu.. Erdoğan seçimi kazanmak mücadelesi vremedi.. Seçimi kazanmak, çantada keklikti! Düzenli yaptırdığı kamu oyu anketleri, kendisine bul bilgiyi veriyordu..
Strateji, birinci kademede 330 üstü milletvekili kazanarak, kendi oylarıyla yeni anayasayı meclisten geçirerek referanduma götürmek yasal hakkını kazanmaktı..
İkinci kademe ise, 367 ve üstü milletvekili çıkartarak, referanduma bile gitmeden yeni anayasayı Meclis'te kabul ettirmek ve yürürlüğe koymaktı..
Nitekim Erdoğan “367 milletvekili ile anayasa yaptıktan sonra bunu referanduma götürmek, kendine güvensizliktir..” diyecekti.. (Daha öncesinde ise kaç oyla geçerse geçsin, yeni anayasayı referanduma götüreceğiz..” demiş, ancak sözünden sık görüldüğü gibi dönmüştü..)
Bu iki kademede kesin sonuç almak için, yüzde 50 oy almak yetmiyordu, çünkü CHP oylarını arttırmış ve BDP Bloğunun 35 milletvekili çıkartabileceği anlaşılmıştı..
Başarı için MHP'nin baraja takılmasını sağlamaktı! Bu durumda AKP 367'yi aşabilecekti!
Erdoğan’ın bu strateji doğrultusunda en son olarak, Öcalan için “yağlı urganı” sepetinden çıkartıp milliyetçi seçmene göstermesinin amacı da buydu. Strateji veya bir politik uygulama, bir bütünlük, bir fikir tutarlığı arzeder.. Erdoğan bu süreci sonuna kadar sebatla izledi ama MHP üzerine kurduğu seçim stratejisi çöktü! (*).
***
AKP BDP ile bir Anayasa yapabilir mi? Bana bu, zorun da ötesinde olanaksız gözüküyor!
AKP bir yılı aşkın zamandır Kürt meselesinde politika değişikliği yaptı ve milliyetçi bir dil edindi! Öncelikle bunu görelim. Bu süreç KCK operasyonu ile başladı! MHP’lilere yönelik “benden iyi milliyetçi bulamazsın” politikası ile sürdü...
Şimdi bu süreç bitti mi? Hiç sanmıyorum.. AKP Kürtlerden alabileceğinin sınırlarına varalı çok oldu, bu nedenle MHP’yi yemeye yönelmişti! Bence önümüzdeki dört yıl boyunca, AKP, MHP’yi yiyip bitirme politikasını sürdürecektir! Bu demektir ki, sadece BDP ile uzlaşmalı bir Anayasa yapması zordur! 4 yıl sonra yeniden seçimler var. Bu süreç içinde izleyeceği politika, ya MHP’yi baraj altında bırakacaktır ya da MHP’yi güçlendirecektir! (**)
Yeni Anayasa vb, büyük seçmen kitlesinin umurunda değildir! Yeni Anayasayı gerçekleştirmemesi, AKP’ye oy yitirtmez.. Ama seçmeninin tepkisini çekmeyecek, ve uzlaşmayla yapılacak ve kendisine karşı kullanılmayacak bir Anayasa isteyebilir AKP.. Bu nedenle de mutlaka yeni bir Anayasa için dayatmayabilir. Kayıp kazanç hanelerine bakacak ve öyle yürüyecektir!
***
AKP’nin Ordu ile ilişkisine gelince... AKP’nin milliyetçi aksanlı ve MHP’yi bitirmeye yönelik bu politikası, ve Ortadoğu’da sıcak durum, iktidarın Ordu ile daha sıcak bir birlikteliğini zorunlu kılabilir. Bir ay önce burada yazdım ki, Balyoz davası bir şekilde bitirilebilir.. Çünkü bu davalar AKP ile Ordu arasında büyük bir gerilim kaynağıdır. AKP bu gerilimle yaşayamaz.. Ya davayı hızla bitirecektir, ya da şüphesiz bir affın içine de sokulabilir Silivri! AKP hapishaneleri doldurup taşırmış durumdadır! İnşa edeceği onlarca hapishane bile, “suç işleem” ve tutuklama süretine yaklaşamıyordur! Yani bir af gündeme gelebilir ileride..
Ama esas olarak AKP Ordu’dan, AKP’nin bir yan kurumu oluşturma gayretindedir! Subaylar da insandır, aralarında AKP’ye biad edecekler çıkacaktır... Onlar yükseltilecekler ve amaç ordu içinde eğitimde artık Fetocu-AKP’ci subay eğitimi dönemini başlatmaktır.. Belki de başladı bile! O zaman, tıpkı iktidara bağlı HSYK ile adaletin işininin önemli ölçüde bitirilmesi gibi, Ordu’nun da işi bitirilmiş olacaktır!
Kocatepe camiinde Cuma namazları kılan genelkurmay mensuplarını ve ordu komutanlarını, her kademeden subayı göreceğimiz zamanın gelmesi!
Şimdilik hedef budur, iktidar gücüyle boyun eğdirmek.. Balyoz davaında uyduruk CD’lerle yeni tutuklamalar, bu kararın sürdüğünün göstergesidir! İktidar ortakları arasında bu konuda bir karar birliği var gibi!
***
Peki AKP bu dönemi istikrarlı geçirebilir mi, çünkü bütün bunların gerçekleşmesinin sihirli kilidi, istikrardır!
İstikrar ise, büyük bir olasılıkla önümüzdeki 4 yılın adı olmayacak gibi gözüküyor! Görünen nedeni, Kürt Meselesi ve Ekonomidir.
Bunlara Ortadoğu’yu da katabiliriz...
Çünkü AKP Ortadoğu’da “oyun kurucu” konumunu yitirdi.. Ağabeyleri bu rolü devraldı! AKP’nin “sıfır sorun” politikası çökmüştür ve artık kendileri ABD ve Batının Ortadoğu’da “sıfır sorun” poliitikalarının bir aleti, uygulayıcı pozisyonuna hızla gelmektedir!
Bu konularla devam, seçim sonrası analizlerine!
---
(*) Nazlı Ilıcak, Mithat Sancar, Avni Özgürel gibi iktidar çevresindeki yazarların, önceki gece Can Dündar’ın programında “biz de Öcalan’ı idam etme sözlerine bir anlam veremedik” sözlerini anlamak zordu! Erdoğan'ın/AKP'nin bu seçim konseptini, bütün olarak görülmezse, hiç bir şey anlaşılmaz..
(**) MHP’nin de en büyük kozu Türk milliyetçiliğidir.. Bazıları sanıyor ki, MHP büyük ve yeni politikalar geliştirmezse, yokolur.. Hayır, Türkiye gibi ülkelerde bu tür misyonların yeri her zaman vardır.. MHP “Türk milliyetçiliği”nden ve Anayasadan taviz vermeyerek, gücünü koruyabilir.. Ayrıca PKK nın teröre başvurması ve ayrılığı körüklemesi de MHP’yi diri tutar..
--14 Haziran 2011 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder