İstanbul’a döndüm, iki gün sonra Mersin’de bir ölü onlarca yaralı! “Kürt mahallesi içinde yaşayan Cono aşireti ile Kürtler arasında çocuk yüzünden çatışma çıktı.. ” Oysa Mersin’de Kürtler, Türkler, aşiretler, partiler açısından bakılıdğında MHP, AKP, CHP “barış içinde” yaşıyorlar..
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclisi Başkanı eczacı Faik Burakgazi, görüşmemizde “herkesin ilk sorusu, akademisyeni gazetecisi, bu etnik ve siyasi yapı kentte gerilim yaratmıyor mu, oluyor, hayır, hepimiz hoşgörü içinde işimize bakıyoruz..” diyordu. Şüphesiz bu tür çatışmalara bakıp olumsuzluk üretmemeli. Sonuçta “siyasi bloklar halinde” yaşanıyor olsa da, görünen havaya göre, Mersinliler birbirine saygılı. Bir Türkiye mozayiği Mersin.
Mersin’in CHP’li kıdemli Belediye Başkanı Macit Özcan özellikle 10 kilometreyi aşan sahil şeridi ve oradaki etkinliklerle, kültür ve kongre sarayıyla ve büyük spor komplekleriyle vb Mersin’in yüzünü değiştirmiş. Atıksu arıtma, çöp depoları, su ve diğer altyapı sorunlarını çözmüş. Sahillerde deniz giriliyor.. “Artık Ankara’da iktidarda olmak istiyorum” diyor! CHP iktidarını kastederek. AKP altında belediye başkanlığı yapmanın ve para bulmanın zorluğuna işaret ederek. Hafif raylı ulaşım planlarına sürekli taş konuyor! Arabayla geçiyoruz, GS, FB, BJK park bölgeleri! Mersin İdmanyurdu da yerini almış parkta!
Süper Lig’e geçen kulüp üzerinden siyasi rant elde yarışında AKP en önde! Bakanları, milletvekilleri.. Ayrıca 2013 Akdeniz Olimpiyatları da Mersin’de yapılacak; İdmanyurdu ve Olimpiyatlarda Özcan’ın katkısının büyük olduğu söyleniyor, ama iktidar parsayı toplama peşinde. Tabii, liste başı olan Bakan Zafer Çağlayan!
Mersin İmece gazetesine, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali Doğan’ı fırçalaması da manşet oluyor bakanın: “Bir yerimden mi uyduruyorum!” diyor Bakan. Gazete cümleyi “terbiye” ederek, adap kurallarına göre yazmış! Konu, bakanın Mersin’e 10 bin kişiye iş alanı açacak turizm yatırımı! Ali Doğan “yanlış bilgi veriyorsunuz..” deyince, bakandan kural dışı azarı işitiyor! Doğan, sevimli insan, “dosya veriyoruz, esas bizi dinlemeli iktidar” diyor..
İmece’nin sahibi Nazmi Akdağ CHP aday adayı idi seçilmedi, Mersin’de açıkça “CHP’liyim” diyebilen iş adamına rastlamak, öyle kolay değil, diyor! İktidarın azabına uğramak korkusu, bütün Türkiye’de olduğu gibi burada da yaygın! CHP mitingi, refranduma göre çok canlı geçmiş, Bakan çağlayan AKP’yi burada büyütür mü sorusunun yanıtı ortada!
MHP tabanından AKP’ye oy akışı olacağı umudu var iktidarda! Ama Mersin işsizliğin en yüksek olduğu kentler arasında: yüzde 17 gibi! İstihdam artışı ortalamanın altında.. umutlar turizm gibi hizmet sektörüne yatırımlarda! Ama nükleer santral planı olumsuz etkiler. Mersinliler Akkuyu nükleer santraline karşı! Başkan Özcan’a göre “yüzde 80’i istemiyor”. Bu bile iktidara oy kaybı yaşatabilir!
Mersin neredeyse kış yaşamıyor! Yakınlığının yanısıra, bu nedenle de büyük göç alıyor Güneydoğu’dan, çünkü ısınma derdi olmayınca hayat çok daha ucuz. Bir Mersinli “Mersin Kürtlere uzun süre lojistik destek bölgesi” diyor.. Kürt varlığı da (250 bin kadar!), MHP’yi güçlü kılıyor! Mersin büyükşehir sınırlarında nüfus 20 yılda 100 bin küsurdan 1 milyona yükselmiş! Geçen seçimde bağımsız milletvekilliğini az bir oyla kaybetmiş BDP. Şimdi Ertuğrul Kürkçü ile şanslarını deniyorlar. İlk başta Kürt olmaması nedeniyle mesafeli davranan Kürtler olmuş, ama “Öcalan isteğine de karşı gelmeyecekler”. Mersin merkez, oturmuş, yerlileşmiş ve CHP ağırlıklı. Belediye Başkanı Özcan, birleştirici hizmet politikasıyla, diğer siyasetlerin de desteğini alabiliyor.
Herkes “ortadaki” bir milletvekilliğinin hesabını yapıyor, acaba kime gidecek? Genel kanı, 11 milletvekilliği 3-3-3+1 şeklinde olacak. (MHP bir baraj sorunu yaşamazsa!) CHP 4 çıkartabilir, 4. sırada bulunan milletvekili Ali Rıza Öztürk için de bu nedenle “en çok çalışan aday” diye takılıyor çevresi!
Öztürk umutlu, köy köy kahve kahve olumlu izlenimlerini anlatıyor! 10 bin 30 bin oy hesapları havalarda uçuşuyor. Hiç biri bana bir şey ifade etmiyor! Tek rakam önemli: 280 bin oyu bulan 4. Milletvekilini cebine koyar. Hangi parti milletvekili adayını saptarken ne hata yapmış konuşuluyor.
Yerel liderler ve isimler önemli, oy kayması açısından.. tabii Güçbirliği adayı da var, CHP’liler “bizden 500 oy götürse bile, önemli bir kayıp olur”, görüşünde! Anadolu Aleviliği ve Arap kökenlilerin oyları genellikle CHP’de! Mersinli yerleşik muhafazakar/dinibütün Türkler ve (uyumlaşmış) Kürtler, AKP’nin arkasında. Tabi Türkmen/yörük nüfus da MHP’nin!
Seçmenin kalıplaştığı hesabı var, demokrasinin en büyük açmazlarından biri “kalıplaşma”.. Seçmen ülkede çok önemli gelişmeler, olaylar yaşanıyor olmasına rağmen tepkisini oy ile özgürce dışa vuramıyorsa, derin sorun var demektir. “Aşiret” bağı önemli, “hangi aşiretten, kimlerden”.. Böyle olunca, bir adayın hiç çalışmadan belirli bir oy potansiyeli kendiliğinden oluyor!
Bölgenin en büyük sanayi Şişe Cam’a ait! Tekstil tabii ki bitti. Silifke’de Seka kapandı. AKP oylarında azalma sürpriz olmaz, CHP oylarında artış doğal.. CHP’liler anlatıyor: yıllarca kapılardan içeri giremiyorduk, şimdi kapılar açılıyor! Anlatacağımız projelerimiz var, ilk kez.
Makine Mühendisleri Odası’nda konuşmam var (Seçimlerde Gündem: Demokrasiyi ve Cumhuriyeti Yeniden İnşa Etmek). Canlı bir tartışma.. Mühendislerle akşam yemek yiyoruz. Şube başkanı Naci Erçolak ve arkadaşları, çağdaş ve demokratik bir Türkiye’nin destekçileri. Çağdaş Üretken Mühendisler Grubu olarak odayı yönetiyorlar. Eski yeni yöneticiler dayanışma içinde bir arada. Birlikte başarmak, mottoları! Demokratik kitle örgütlerinde özveri ile çalışıyor hepsi. İlginç mühendislik öyküleri anlatıyorlar.. 12 ay çalışan bir parti gerekli, diyorlar CHP için!
Yeni açılım ve seçim kampanyasını iyi buluyorlar! 29 Ekim’de Balbay’ı ve beni bekliyorlar, Balbay’ı “örgütleme görevi” ile dönüyorum.. Mustafa, duydun mu!
-Cumhuriyet, 27 Mayıs 2011