Bir kişi, içki içenler üzerine ancak bu kadar nefret kusabilir. “Aksırıncaya tıksırıncaya kadar içiyorlar,” diyor, Başbakan. Ayıplıyorum! Arada sırada sosyal amaçlı alkol alan ama 40 yıldır sarhoşluk nedir bilmeyen bir insan olarak, tam hakarete uğramış durumdayım! Bu ne nefret!
Türkiye, içki konusunda dünyanın en makul insanlarının yaşadığı bir ülkedir! Bu topraklarda binlerce yıldır içilir! Bir kültürdür bu, insanlık kültürü.. Hep olacaktır! Suudiler bile buraya gelip kafayı buluyor! Haaa, tadını hiç bilmek istemiyorsun, bana ne kime ne?
Olay aslında bu kadar basit! Ama işin içine inanç ve içki karışınca, olay toplumsal karmaşaya dönüşüyor.
Sanıyorlar ki, içki bu ülkenin bir numaralı sorunu! Tabii, inanç meselesinden yaklaşırsan, öyle sanırsın! Nitekim NTV’de, geçen hafta, trafik kazalarında en önemli nedenlerinden birinin içki olduğu ileri sürülmüştü!
İşin gerçeği: “Emniyet Genel Müdürlüğü 2010 yılı trafik kazası istatistiklerine göre, 2010 yılında polis sorumluluk bölgesinde toplam 103.760 ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası oldu.. 2734 kişi hayatını kaybetti, 171.013 kişi de yaralandı.. Alkol nedeniyle ise 1690 trafik kazası oldu (ölüm?!). Alkol, kaza kusurları sıralamasında 11.sırada. Birinci sırada ise aşırı sürat: 33.701 kaza! İkinci sırada kavşak geçişlerinde önceliklere uymama (16.513 kaza); Hatalı sollama ise 14.984 kaza ile üçüncü sırada!”
Dahası: Gençliğin en önemli sorunu da içkiydi! Neye göre, ne demek en önemli sorun!? Sanırsınız ki gençlik arasında böyle bir araştırma yapılmış!
***
Bir de şu ünlü laf geziyor ortlıkta: “Bağımsız kurullar” piyasayı düzenliyormuş.
Şimdi bakalım, Tütün ve Alkol Piyassını Düzenleme Kurulu üyelerini kim ne zaman atamış: Başkan Mehmet Küçük, 2008 (Tarım ve Köy işleri Bakanlığından). Yüksel Denli, Başkan Yardımcısı, 2008, Dış Ticaret Müsteşarlığından. Üyeler: Abdullah Çelik, 2008, Maliye Bakanlığından. İsmail Demirtaş, aynı yıl, Sağlık Bakanlığından. İrfan Dilsiz, Hazine Müsteşarlığından, aynı yıl. M.Nuri Şeyda Sorman, aynı yıl, Türkiye Zirat Odaları Birliği’nden. Suat Evcimen, 2010, ilgili bakanlıktan.
Görüldüğü gibi, biri dışında, hepsi resmen hükümetin adamları... Eh yani, iktidarın, özerk veya değil, bütün kurumlara atadığı insanları nasıl seçtiğini herkes biliyor. Şurada, -kendilerinden- Merkez Bankası Başkanına bile tahammülleri sıfır!
Atanan kişiler, iktidarın inançları ve politikaları doğrultusunda hareket edeceklerdir! Tartışmasız! İçki yasağı genişleyerek yayılıyor!
Sanılıyor ki, Türkiye içkiden / sarhoşluktan kırılıp dökülüyor! Dünyanın, içkiyi en makul kullanan ülkesi ve insanlarıyız!
Kişi başı alkol tüketimi, Avrupa ülkelerinde yılda 10 litre iken, bizde yılda 1 ila 1,4 litre arası! Büyük bir çoğunluk hiç alkol kullanmıyor! İçenlerin de belki yüzde 99’u makül ölçülerde tüketiyor.. Ama bizde en uç noktada içen azınlık, emsal gösterilir ve bütün ülke öyle sanılır! Kendi insanını böyle aşağılayan bir Başbakan, olmaz!
***
Diyorum ki: Bu ülkenin temel sorunlarından ikisi Kadın Cinayetleri ve Trafik Kazalarıdır.
Yılda 5-6 bin kadın cinayetlere kurban gidiyor.
Trafik kazalarında ise 5-6 bin kadar insan ölüyor. Yukarıdaki haberde, 2010 yılı ölüm sayısının 2724 olması bizi aldatmasın. Bu sadece, polis denetim yerlerini kapsıyor. Bunun jandarma bölgesi de var. Ayrıca, trafik istatistikleri, o anda olanları saptıyor. Pek çok yaralı da daha sonra ölüyor. Bunlar istatistik dışı! Trafik uzmanları, kayıtlara girmemiş trafik ölümlerini de katıyor ve 6 bin kadar ölüm rakamına ulaşıyorlar! Bu rakamı 10 bin olarak sayan uzman da var.
İki “bağımsız” ve “üst” kurul daha gerekli bize, acilen:
Kadın Cinayetlerini Önleme Kurulu ile
Trafik Güvenliği Üst Kurulu!
Kadın Cinayetlerini Önleme Kurulu ile
Trafik Güvenliği Üst Kurulu!
30 yılda Kürt sorununda 40 bin kişi öldü. Bu zaman içinde sadece trafikten en az 180 bin kişi öldü ve 150 bin kadın da cinayete kurban gitti!
Bir ülkenin Başbakanı, gerçek sorunlarla uğraşmalıdır!
Yarattığı sorunlarla değil!
--
17 Ocak 2011 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
İnadına içeceğim
YanıtlaSilNe içki, ne sigara, ne kumarım var benim,
Madem yasak koydular, inada içeceğim.
Harama karşı oldu beynim, ruhum, bedenim,
Neyzen gibi, Sırat’tan sarhoşken geçeceğim.
Kimin tasallutunda yağma edilen hanlar?
Tevfik Fikret okuyan bunu çok iyi anlar.
Sizi hiç tıksırtmasın hurilerle, gılmanlar,
Tanrı izin verirse, ben Ona uçacağım.
Zalim, hırsız, uğursuz ayık olsa ne yazar,
Belki üç yıl çok yaşar, onun da sonu mezar.
Bunlardan dost seçemem, yoluma kuyu kazar,
Adam gibi içeni, sarhoşu seçeceğim.
Aşk şarabı içmiştir Yunus Emre, Mevlâna,
Ben onlara hayranım, gönlüm onlardan yana.
Ham sofuya nispetse, içerim kana kana,
Bir şişeyi bitirip, birini açacağım.
Gönül dostu olanlar kalbi kırmaz bilirim,
Fazlaca şarhoş olsa ben hakkından gelirim;
Onu yalnız bırakmam, her önlemi alırım,
Sahtekâr ayık ise ben ondan kaçacağım.
Ekseni kaydırdılar, hem de göz baka baka,
Nevzat doğru söylüyor, sanmayın bu bir şaka.
Şimdi çok ucuzladı kaypak, korkak, yalaka,
En yüksek değeri ben mertliğe biçeceğim.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat