obursali@cumhuriyet.com.tr
Bilim için bir öneri: 1200 bilimci ile beyin fırtınası
Dünkü yazımda, Stanford gibi Nobel ödülleriyle de ünlü ve ABD’nin ilk 10 üniversitesi arasında sayılan bir üniversitede araştırmacıların, 7 milyon bilim insanının çeşitli kıstaslardan başarımlarını inceleyerek bilime katkısı en çok 200 bin bilim insanının listesini yayımladığını açıklamıştım.
Bu sıralamada Türkiye’den de 1202 bilim insanının adı vardı ve 200 bin içindeki payımız yüzde 0.6 idi.
Çok az şüphesiz. HBT’nin son sayısında yayımlanan bu araştırmanın yazarı Prof. Dr. Ata Utku Akçıl bir mektup gönderdi ve bir öneride bulundu.
Özetleyerek veriyorum, sadece iktidarın değil, muhalefetin de dikkatine sunarak:
***
Orhan Bey,
Bildiğiniz üzere boyutu ve etkisi ne olursa olsun ülkemizde her felaket ve kaza olduğunda bilimsel görüşlere başvurulması işin doğası gereği zorunluluk oluyor. Bu bilimsel değerlendirmeler hemen her medya yayın organlarında halka sunuluyor ama bunlardan bir strateji geliştirmek ve ülkemiz adına olası her tür senaryo ile geleceğe hazırlıklı olma konusunda sınıfta kalıyoruz. Kısaca her kötü olay olup bitince, yüzlerce binlerce kayıp verdiğimizde akıllara en sonda “bilim” geliyor. Bu tip olaylarda bilimsel görüşlerin öncelenmemesi nedeniyle gereken önlemler alınamıyor. Bilimsel konulardaki hassasiyetinizi bildiğim için ilgililere duyurabilmeniz amacıyla farklı ve yeni bir önerim olacak, bu önerimin siyasetten uzak ve sadece ülkedeki “bilim politikamızın” daha ileri gidebilmesi amacıyla karar vericilere de ulaşmasını arzu etmekteyim.
Dünyanın en etkili bilim insanlarının sıralandığı ve sizin de bahsettiğiniz gibi, HBT’de yayımlanan listede Türkiye’den toplam 1200 bilim insanı yer aldı.
TETİKLEYİCİ ETKİ YAPAR
Özetle eğer ülkemiz bilim adına ciddi bir farkındalık yaratacaksa ve “bilimsel bazlı” konularda rekabetle ön alacaksa bunları dünyada kendini kanıtlamış Stanford Üniversitesi’nin listesinde temel alınan araştırma kategorilerine göre, Türkiye’de ilk sıralarda yer alanlarla başlayarak yapabilir.
Cumhuriyetimizin 100. yılında, alanında dünyadaki öncü araştırmaları dikkate alınan bilim insanlarıyla beyin fırtınası toplantıları yapmak, doğal olarak tetikleyici etki yaratacaktır.
Bu toplantılarda ülkemize özel konular (deprem, erozyon, maden kazaları, kontrolsüz yapılaşma, bağımsız dış denetlemeler, teknoloji yarışı, kritik hammaddeler, malzeme, yapay zekâ, uzay-savunma, eğitim, yoksulluk, göç) başta olmak üzere birçok küresel rekabete yönelik konular somut hedefler ve stratejik yol haritaları konularak dikkate alınabilir. Başka bir konuda bu geçen 100 yılda bilim adına neler yapabildik? Neler eksik kaldı? diye yeni yepyeni bir envanter (döküm) çalışması bu hedefli toplantılarla ortaya konulabilir.
Bunlar sadece ilk bakıştaki öneriler ama eminim gerek yöneticilerimiz gerekse bilim adına ciddi stratejiler üretebilecek potansiyeldeki paydaşlar bunları daha derinden, lider bilim insanlarıyla tartışabilecek platformları oluşturacaklardır.
BİR SIFIRDAN BÜYÜK
Ülkemizin öncelikleri ve rekabet seviyeleri de dikkate alındığında bu sürecin uzun, zahmetli ve emek yoğun çalışmalarla olacağı şüphesizdir. Ama bir, sıfırdan büyüktür! Görüldüğü üzere şapkamızı ortaya koyup düşünmemiz gerekenleri konunun esas aktörleri olan bilim insanlarımızla acilen buluşup tartışmamız ülke menfaatlerimiz açısından önemli olacaktır.
Gelişmiş ülkelerde olduğu şekliyle, günlük hayatımızda bilimsel bakış açılarının ve çözüm önerilerinin her şey bittikten yani sona geldiğimizde değil, zorunlu ve hayati ihtiyaçlar duyulmadan kısaca sorunlarla karşılaşmadan en başlarda dikkate alınması temennilerimle saygılarımı sunarım.
İyi çalışmalar,
Prof. Dr. Ata Akçıl
ataakcil1@gmail.com