29 Nisan 2919 Pazartesi
/ Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı
Artık herkes dengini ona
göre hazırlasın.. Hangi yıllar demeyin, bu iktidarın har vurup harman savurduğu
o cicim yılları...2001-2002 krizinden sonra İMF’den ülkeye giren 25 milyar
dolar ile devlet kurumlarına ve bankalara verilen çeki düzenden sonra, bunlar
iktidara geldi. Tam hazırlop! Bahçeli’nin hükümeti bozması ve bunlara yolu
açması, ayrıca incelenmesi gereken çok önemli bir dönüm noktasıdır.
Tam hazırlop dedim, ama
asıl aslan parçası bundan sonra gerçekleşti: Dünya muazzam bir dolarizasyon yaşadı. Tam anlamıyla
dolara boğuldu tabii ki Türkiye de.
185 milyar dolar girdi
Trilyonlar girdi çıktı
ülkeye.. Ülkenin dış alım satımındaki 60- 70 milyar dolarlık açık kolayca
finanse edildi. Sadece sıcak parayla değil, sabit yatırımlar da tavan yaptı.
Özellikle 2005 Avrupa
Birliği ile Kopenhag anlaşması, Avrupalı ve diğer yatırımcılara ülkenin
kapısını açtı. Emek ucuz, teşvik de var, Avrupa’nın dibindeyiz... Daha ne
olsun.
YASED’in (Uluslararası
Yatırımcılar Derneği) tablosuna bakıyorum.
1995- 2005 arası yıllık
ortalama 2,2 milyar$ iken bakın nasıl fırlıyor yatırımlar: 2006: 20,2; 2007:
22; 2008 19,9; sonra sürüyor: 8,6; 9,1;
16,2; 13,7... Şirket ve gayri menkul satın almalar... iki yıldır düşme var.
Yani, 2003- 2017’de 185
milyar dolar doğrudan yatırım geldi... Sıcak para ise trilyon mertebesinde
girdi çıktı.
Üçüncü hazırlop: Ülke malları
Üçüncü bir hazırlop daha
var: Bir dikili ağacı bile yok diye yalan üzerine yalan attıkları o şanlı
Cumhuriyet’in 70 milyar dolara yakın
fabrika, arsa, şirket... mal varlığını satıp ekmeğine katık etti bu iktidar.
Eh yani, bir çobana ver,
onlar da bu parayla ülkeyi yönetir. Yağma Hasanın böreği de yapmaz.
Bu yıllar büyük kayıp yıllardır ülke için.
Bu kadar paranın aktığı
bir ülke, 17 yılda, üretime yönelik doğru yatırımlarla öyle bir inşa edilirdi
ki, bu millet refah yüzü görürdü. Ve bir daha kriz tanımazdı.
Oysa 10 yıldır 10 bin
dolar adam başı milli gelirde çakılı kalırken, kaçınılmaz olarak ülkeyi
sürükledikleri krizle birlikte 9 bin dolara düştük.
Ama besledikleri
kitlenin, belediyelere taktıkları hortumun adam başına milli geliri düştü
sanmayın, 20- 30 bin dolarlarda seyrediyorlar! Bu nedenle yerelde kıyamet
koparıyorlar. Onlar için de su bitiyor.
Şu rezalete, ülkenin
parasını nasıl yiyip bitirdiklerine bakın: Atadıkları kayyımlar çalışma
ofislerinin arkalarına özel banyolar yaptırıyorlar.
Adamlar o kadar pervasız
ki, umurlarında değil! Bunlar, görünenleri...
Kıtlık yıllarındayız
Bir daha gelmeyecek o
bolluk yılları. Evet eski hayaller balon oldu gökyüzünde yükseldikçe patlayıp
duruyor.
Dünyada kulaklardan
dolar fışkırmıyor artık. Ayrıca dünya 2008’deki gibi büyük krize sürüklenir mi
tartışılıyor. Bir durgunluk var.
Türkiye’ye kulak verin,
sanayicisi, tüccarı, holding yönetimleri bas bar bağırıyor. Üretim durdu
duracak, karton sanayinin devleri kapılarına kilit vuruyor.
Filli Boya satılıyor.
Ülkeye kaynak gireceği için iktidar bayram ediyordur.
ABD vb leş kargaları,
yatırım fonları adı altında para sıkıntısı ve borç içinde şirketleri ucuza
satın almak için ülkeye çağrılıyor.
Bırakın bu yılı, gelecek
yılı da düşünmeyin iyi geçer diye. Zor geçecek.
Ve asla bir daha öyle
dolarlar yağmayacak, geçti borun pazarı.