SAYFALAR

30 Haziran 2017 Cuma

Aziz Sancar: Evrim Gerçektir...


Aziz Sancar Evrime inanmıyor, diyor ki: ben Allaha inanırım, isteyen Evrime isteyen Allah’a inansın...” 
Bu sözler Türkiye’de yankılanınca, inanmadım. Sancar, Evrim konusunu bir “inanç meselesi” asla yapmaz. Bir çarpıtma vardı. Bu sözler ona ait olamaz, dedim.
Çünkü Aziz Hoca, yaptığı araştırmalarda evrimsel gelişim - değişime bizzat tanık olmuş bir bilim insanı. Ayrıca bilim dünyasında ciddi bir bilim insanı “Evrime inanmıyorum” demez. Aziz Hoca inançla bilimi her zaman ayrı tutar...
Sancar, bizzat kendi araştırmalarında canlılardaki evrimsel gelişmeye- değişime tanık olmuş bir insan. Örneğin, bitkilerde ve bazı canlılarda ışıkla harekete geçerek DNA bozulmalarını onaran Fotoliyaz enzimi üzerine neredeyse 40 yıl çalıştı. Bilim insanları bu enzimi insanlarda çok aradılar, hatta buldukları bazı genleri “Fotoliyaz” diye isimlendirdiler.

Nobel’in Öyküsü kitabı
Sancar ise, Fotoliyaz geninin - proteininin insanlarda tam karşılığı olmadığını kanıtladı. Ama bu enzimin insanda başkalaşarak, yine ışığa duyarlı, 24 saatlik biyolojik saatimizi ayarlayan bir başka gene – proteine dönüştüğünü gösterdi ve bu geni Kriptokrom adıyla tescilledi!
Bu 40 yıllık muhteşem öyküyü ve Aziz Sancar’ı “Aziz Sancar ve Nobel’in Öyküsü” kitabımda anlattım.
Sancar araştırma makalelerinde evrimsel gelişmeye göndermeler yapan bir insan. Biyolojik varlığımızı evrimsel gelişmeden ayrı tutmak asla olası değil. Bunları bildiğim için Sancar’a sordum, nedir bu? Nihayet Gürcistan’dan önceki gün döndü ve yanıtladı: Evrim gerçektir!

Sancar konuşuyor
Aziz Hoca ile birbirimize güveniriz. Bizi derin yurtseverlik ve bilim bağlar öncelikle. Verdiği yanıtı yayımlama izni de verdi, ama şunu da yazmak koşuluyla:
Aziz’i en çok üzen Türkiye’de üstümüze aptal tozu serpilmiş gibi durmadan akla mantığa sığmayacak sebepler bulup, tüm enerjimizi bu suni kavgalara harcıyor ve ülkemize zarar veriyoruz, bu büyük bir günahtır...”
Tamamen katılıyorum. Yazıktır, günahtır bu ülkeye
Peki gerçek neydi?
Bir gencimiz bilim ve inanç konusunda soru sordu. Ona şu yanıtı verdim: ‘Ben Müslümanım ve Allah’a inanıyorum. Evrime inanmak gibi bir şey yoktur, Evrim bir gerçektir ve inanç meselesi değildir.”
Aziz Hoca: “Suni kavgalar çıkarıp ülkemizi krizlere sürüklüyoruz... Bence bu suni kavga başka şeylerde olduğu gibi maalesef Amerika’dan ithaldir. Dünyanın en albenili ‘yaratılış müzesi’ benim eyaletimin batısındaki Tennessee’dedir ve Türkiye’deki bir çok ‘creationist’ buradaki yobazlardan ithal malı fikirlerle maalesef ülkemizi fuzuli işlerle mesgul ediyor”.

İlk evrimciler Müslüman bilimciler

Sancar şunları da ekledi: “En eski evrimciler İslamın Altın Çağı denen dönemde şimdiki Irak’taki Müslüman bilim adamlarıydı; bunu evrim fikrinin tarihçesi üzerine bir kitapta okudum.”
Aziz Hoca, Kimya profesörü eşi Gwen’den önce evrim fikrini öğrendiğini söylüyor. Nedeni, Gwen’in okuduğu yıllarda Teksas’ta orta eğitimde evrim okutulmamasıydı. Evrimi yine reddeden bir Methodist üniversitede okudu. Teksas’da evrime karşı savaş açanlar o zaman başarı kazanmışlardı. Hoca diyor ki, “Şimdi ikimiz de evrim ve Allah hakkında benzer fikirdeyiz. Amerika’lıların dediği gibi ‘you can’t cover the sun with mud’ (Güneşi balçıkla sıvayamazsın). Evrim vardır ve kim ne derse desin bu gerçek ortadadır.”

“Bilerek yanlış yansıtıldı”

Aziz Hoca, Azerbaycan’daki konuşmasının Türkiye’ye bilerek yanlış yansıtıldığını düşünüyor. Medyaya hiç de çıkmak istemediğini biliyorum. Kendisine gelen görüşme, söyleşi vb taleplerine yok diyor. Çünkü bu anlamsız tartışmaların içine çekilmek istemediğini belirtiyor.
Şu sözleri ne kadar doğru:
Bu gibi abes işlerle uğraşsaydım sigara’nın DNA’da kanserojen tahribatının haritasını, “Piri Reis Haritası”nı yapabilir miydim..”
Sigaranın etkisi üzerine dünyada büyük ses getiren araştırmasını, Herkese Bilim Teknoloji dergisinde okuyabilirsiniz.
29 Haziran 2017, Perşembe / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet


Evrime yasak: Bilime, ülkeye kötülük


Bir kaç ay önce belli olmuştu, üniversite öncesi eğitimde evrim konusunun ders içeriklerinden çıkartılacağı duyurulmuş, eğitim ve bilim kurum ve kuruluşları ve sendikaları raporlar yayınlamış, sakıncaları anlatılmıştı.
Boşuna çaba.. Adamlar nuh dedi peygamber demedi..
Çünkü bu onlar için stratejik bir karardı: imam hatipler, din konuları eğitimde temel alınacak, buna aykırı ne varsa ayıklanacaktı.
Devleti, ülkeyi, eğitimi bir inanç iktidarı yönetiyordu, dolayısıyla inandıkları doğrultuda eğitimi düzenleyeceklerdi. Talim terbiye adı verilen siyasi kuruluşun son kararı: “Evrim yok, boş boş konuşmayın.”
O kurumun başkanlığını yapan Alpaslan Durmuş adındaki zat bakın ne gerekçe ileri sürüyor:

Öğrenciler aptaldır, anlamaz

Tartışmalı konuları öğrencilerin henüz kavrayabilecek bilimsel arka plana sahip olmadıkları kademelerde devre dışı bıraktık. Lise 9. sınıf biyoloji dersindeki ‘hayatın başlangıcı ve evrim’ ünitesi de henüz bu tartışmayı yürütebilecek öncüllere sahip olmadıkları için lisans eğitimine ertelendi.” 
Yani eğitimleri sürecinde evrim konusuyla öğrenciler ancak üniversitede tanışabilecekler! Tabii böyle bir durumda ailelere büyük iş düşüyor. Öğretmenler mesela devlet okullarında evrim konusunu sınıfta ağızlarına alacak olurlarsa?
Henüz 15-17 yaşında kavraması mümkün olmayan konuları öğrencilere iletmeye çalıştığı için” başları belaya mı girer?
Evrim gibi, şüphesiz salt biyolojide değil, tüm bilimlerde ana girdi olan bir konuyu devre dışı bırakarak, “bilgi, beceri, yetkinlik, yeterlilik, tutum ve davranışların” çocuklara nasıl aktarılacağı da merak konusu. Üstelik iddialarına bakın, dünyayı çok iyi bilen yurttaşlar yetiştirecekler.
Bizim mesela lise öğrencisi, Avrupalı herhangi bir yaşıtıyla yan yana gelecek, evrim konusu açıldığında bizim gencin tepkisi ne olur:
O da ne?” mi?
Bu din düşmanı bir konu, bizde okutulmaz” mı?
Gel sana Müslümanlığı anlatayım” mı.. diyecek?

Alpaslan Durmuş’a soralım:

* Evrimin “tartışmalı bir konu” olduğunu nereden çıkartıyorsun? Bu konuda bilim çevrelerinden bir “bilirkişi raporu” mu var elinizde?
* İlahiyatçı olmanızdan, mı kaynaklanıyor bu düşünceniz, yoksa Talip Terbiyedeki tüm bulunanların ortak düşüncesi mi?
* Sizi oraya getiren siyasi iradenin talimatlarını mı uyguluyorsunuz yoksa?
* Bize bir Avrupa, ABD, Kanada, İngiltere,.. hatta bilim ve araştırmada adı duyulmuş tüm dünya üniversitelerinden “Evrim, tartışmalı bir konudur, dolayısıyla üniversite öncesi eğitimden çıkartılması doğrudur” konusunda düşünce belirtecek tek bir kurumsal belge-rapor verebilir, gösterebilir misiniz?
 * Evrimi reddedecek tek bir üniversite? Avrupa’da ilköğretim, ortaöğretim, lise gibi eğitim kurumlarından sizi destekleyecek bir raporunuz var mı?
* Tabii en önemli soru: Her şeyi bilecek öğrencilerin konuyu kavrayabilecek bir beyne sahip olmadıklarını nereden biliyorsunuz? Sakın bu konu öğrenciler için değil de bu kararı verenler için geçerli olmasın?

Bütün kavramak zor

Evrim konusu ile tanışmamış bir gencin, beyninin yarısı boştur ve duruma uğramıştır.
Daha da iddialıyım: Evrim, başta biyoloji olmak üzere, tüm değişimi inceleyen bir daldır, açısından bakacak olursak, evrim düşüncesinden yoksun beyinler, olaylar, olgular, disiplinler, konular arasında, bağlantı kurmakta zorlanırlar, hatta kuramazlar; karmaşıklığı kavrayamazlar, bütünü göremezler..
Onlardan ne bilim insanı olur, ne doğru dürüst bir araştırmacı, ne de dünya ile yarışacak bir birey.
Üniversitede evrim düşüncesi ile tanışacak öğrenciler rekabette nal toplayacak.
Ayrıca üniversitede evrim düşüncesi ile nasıl tanışacakmış? Biyoloji okuyacak, veya fizik - kimya - jeoloji okuyacak da aaa evrim diyecek.
Özetle, bilime ve öğrencilere büyük ihanet ediyoruz.
Durmuş, tüm programların başına bir “imam- din değeri” yerleştirmeyi net açıklıyor: “Her bir program unsuru, ders birer tespih tanesiyse bu tespih tanelerinin en tepesinde, hepsinin önünde bir imam olarak veya tespih imamesi olarak değerlerimiz durmaktadır.”
Değerlerimiz, dediklerinin içeriğini de ne güzel anlatmış. İmamın başında durduğu programlarda evrimin işi ne?
Devam: bu konu ülkemizin, gençlerimizin geleceğidir..
27 Haziran 2017 Salı  /  Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet